Nihayetsiz ihsan ve nimetlendirmek ise, nihayetsiz minnettarlık, nimetlenmek ister. Bu ise, ihsana mazhar olan şahsın devam-ı vücudunu ister. Ta, daimî tena’umla o daimî in’âma karşı şükür ve minnettarlığını göstersin. Yoksa, zevâl ile acılaşan cüz’î bir telezzüz, kısacık bir zamanda öyle bir cûd u sehânın muktezasıyla kabil-i tevfik değildir.

Hem dahi, meşher-i san’at-ı İlâhiye olan aktâr-ı âlem sergilerine bak. Yeryüzündeki nebatat ve hayvanatın ellerinde olan ilânât-ı Rabbâniyeye dikkat et.HAŞİYE-1 Mehâsin-i rububiyetin dellâlları olan enbiya ve evliyaya kulak ver. Nasıl müttefikan Sâni-i Zülcelâlin kusursuz kemâlâtını, harika san’atlarının teşhiriyle gösteriyorlar, beyan ediyorlar, enzâr-ı dikkati celb ediyorlar.

Demek, bu âlemin Sâniinin pek mühim ve hayret verici ve gizli kemâlâtı vardır; bu harika san’atlarla onları göstermek ister. Çünkü gizli, kusursuz kemâlât ise, takdir edici, istihsan edici, “Mâşaallah” diyerek müşahede edicilerin başlarında teşhir ister. Daimî kemâlât ise, daimî tezahür ister. O ise, takdir ve istihsan edicilerin devam-ı vücudunu ister. Bekàsı olmayan istihsan edicinin nazarında kemâlâtın kıymeti sukut eder.HAŞİYE-2

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

HAŞİYE-1 : Evet, kemik gibi bir kuru ağacın ucundaki tel gibi incecik bir sapta gayet münakkaş, müzeyyen bir çiçek ve gayet musannâ ve murassâ bir meyve, elbette gayet san’atperver, mucizekâr ve hikmettar bir Sâniin mehâsin-i san’atını zîşuura okutturan bir ilânnamedir. İşte, nebatata hayvanatı dahi kıyas et.
HAŞİYE-2 : Evet, durub-u emsaldendir ki, bir dünya güzeli, bir zaman kendine meftun olmuş âdi bir adamı huzurundan tard eder. O adam kendine teselli vermek için, “Tuh, ne kadar çirkindir!” der, o güzelin güzelliğini nefyeder. Hem bir vakit bir ayı, gayet tatlı bir üzüm asması altına girer, üzümleri yemek ister. Koparmaya eli yetişmez, asmaya da çıkamaz. Kendi kendine teselli vermek için, kendi lisanıyla “Ekşidir” der, gümler gider.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Dokuzuncu Söz / Sonraki Risale: On Birinci Söz
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âdi : basit, sıradan
aktâr-ı âlem : âlemin dört bir yanı
âlem : dünya
beyan : açıklama
celb etmek : çekmek
cûd u sehâ : cömertlik
cüz’î : az, küçük
daimî : devamlı, sürekli
dellâl : duyurucu, ilan edici
enzâr-ı dikkat : dikkatli bakışlar
evliya : veliler
haşiye : dipnot, açıklayıcı not
hayvanat : hayvanlar
ihsan : bağış, ikram
ilânname : duyuru
in’âm : nimetlendirme
istihsan edici : güzel bulan, beğenen
kabil-i tevfik : bağdaşan
mâşaallah : “Allah dilemiş ve ne güzel yaratmış”
minnettarlık : şükran duygusu
mu’cizekâr : mu’cize gösteren
mukteza : gereklilik
murassâ : süslenmiş
musannâ : san’atlı
münakkaş : nakışlı
müşahede : gözlem
müttefikan : ittifakla, fikir birliğiyle
müzeyyen : süslü
nazarında : gözünde
nebatat : bitkiler
nefyetmek : inkâr etmek, reddetmek
nihayetsiz : sonsuz
san’atperver : san’ata düşkün
Sâni : herşeyi san’atla yaratan Allah
sukut etmek : düşmek
tard etmek : kovmak
telezzüz : lezzetlenme
tena’um : nimetlenme
teşhir : sergileme
tezahür : görünme, ortaya çıkma
zevâl : yokluk, sona erme
zîşuur : şuur sahibi, bilinçli
Yükleniyor...