İKİNCİ ESAS

Hakikat-i Mirac nedir?

Elcevap: Zât-ı Ahmediyenin (a.s.m.) merâtib-i kemâlâtta seyr ü sülûkünden ibarettir. Yani, Cenâb-ı Hakkın tertib-i mahlûkatta tecellî ettirdiği ayrı ayrı isim ve ünvanlarla ve saltanat-ı rububiyetinde teşkil ettiği devâir-i tedbir ve icadda ve o dairelerde birer arş-ı rububiyet ve birer merkez-i tasarrufa medar olan bir semâ tabakasında gösterdiği âsâr-ı rububiyeti birer birer o abd-i mahsusa göstermekle, o abdi, hem bütün kemâlât-ı insaniyeyi câmi’, hem bütün tecelliyât-ı İlâhiyeye mazhar, hem bütün tabakat-ı kâinata nazır ve saltanat-ı Rububiyetin dellâlı ve marziyât-ı İlâhiyenin mübelliği ve tılsım-ı kâinatın keşşafı yapmak için, burâka bindirip, berk gibi semâvâtı seyrettirip, kat’-ı merâtip ettirerek, kamervâri menzilden menzile, daireden daireye rububiyet-i İlâhiyeyi temâşâ ettirip, o dairelerin semâvâtında makamları bulunan ve ihvânı olan enbiyayı birer birer göstererek, tâ Kab-ı Kavseyn makamına çıkarmış, ehadiyet ile kelâmına ve rüyetine mazhar kılmıştır. 1

Şu yüksek hakikate iki temsil dürbünüyle bakılabilir.

Birincisi: Yirmi Dördüncü Sözde izah edildiği gibi, nasıl ki bir padişahın kendi hükûmetinin dairelerinde ayrı ayrı ünvanları ve raiyetinin tabakalarında başka başka nam ve vasıfları ve saltanatının mertebelerinde çeşit çeşit isim ve alâmetleri vardır. Meselâ, adliye dairesinde hâkim-i âdil ve mülkiyede sultan ve askeriyede kumandan-ı âzam ve ilmiyede halife, ve hâkezâ, sair isim ve ünvanları bulunur. Herbir dairede birer mânevî tahtı hükmünde olan makam ve iskemlesi bulunur. O tek padişah, o saltanatın dairelerinde ve tabakat-ı hükûmetin mertebelerinde bin isim ve ünvana sahip olabilir. Birbiri içinde bin taht-ı saltanatı olabilir. Güya o hâkim, herbir dairede şahsiyet-i mâneviye haysiyetiyle ve telefonuyla mevcut ve hazır bulunur, bilir. Ve her tabakada kanunuyla, nizamıyla, mümessiliyle görünür, görür. Ve her mertebede, perde arkasında hükmüyle, ilmiyle, kuvvetiyle idare eder, bakar. Ve herbir dairenin başka bir merkezi, bir menzili vardır. Ahkâmları birbirinden ayrıdır. Tabakatları birbirinden başkadır.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : bk. et-Taberî, Câmiu’l-Beyân 15:6; el-Ehadîsü’l-Muhtâra 6:258-259; İbni Kesîr, el-Bidâye 3:109-118; es-Süheylî, er-Ravdu’l-Ünf 2:191-194.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Birinci Esas / Sonraki Risale: Üçüncü Esas
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

abd : kul
abd-i mahsus : özel, seçilmiş kul
alâmet : işaret
âsâr-ı rububiyet : Allah’ın idare ve terbiye ediciliğinin, mâlikiyet ve egemenliğinin eserleri
berk : şimşek
burak : Cennete mahsus bir binek
câmi : içine alan
dellâl : ilan edici, duyurucu
ehadiyet : Allah’ın isimlerinin tek bir şeyde tecellî etmesi, yansımasının görünümü; Allah’ın birliğinin tek bir kula bakan yönü
enbiya : peygamberler
güya : sanki
hâkezâ : böylece, bunun gibi
hakikat : gerçek, doğru
hâkim : hükmedici, idareci
hâkim-i âdil : adaletli hâkim, yönetici
haysiyet : özellik
hükûmet : yönetim
ihvân : kardeşler
izah : açıklama
Kab-ı Kavseyn : Cenab-ı Hakka en yakın olan makam; Peygamberimiz Miracda bu makamda bizzat Cenab-ı Hak ile görüşmüştür
kamervâri : ay gibi
kat’-ı meratip : mertebeleri aşma, yükselme
kelâm : konuşma
kemâlât-ı insaniye : insana ait mükemmellikler
keşşâf : keşfedici, açığa çıkarıcı
kumandan-ı âzam : en büyük kumandan
marziyât-ı İlâhiye : Allah’ın rızasına vesile olan iş ve hareketler
mazhar : yansıma ve görünme yeri; erişme, nail olma
menzil : durak, yer, mekân
mevcut : var olma
mübelliğ : tebliğ edici, elçi
mülkiye : yönetim dairesi
mümessil : temsilci
nam : ad
nâzır : gözlemci
nizam : düzen, kanun
raiyet : halk
rububiyet-i İlâhiye : Allah’ın bütün varlık âlemini kuşatan mâlikiyeti, yaratıcılığı ve terbiyesi
rüyet : Allah’ın güzelliğini seyretme
sair : diğer, başka
saltanat : egemenlik
saltanat-ı Rububiyet : rububiyetin, Rablığın eğemenliği
semâ : gök
semâvât : gökler
şahsiyet-i mâneviye : mânevî şahsiyet
tabakat-ı hükûmet : yönetim katmanları, hiyerarşisi
tabakat-ı kâinat : kâinat tabakaları
taht : makam
taht-ı saltanat : sultanlık makamı
tecelliyât-ı İlâhiye : İlâhî isimlerin varlıklarda eserini göstermesi
temâşâ ettirmek : seyrettirmek
temsil : kıyaslama tarzında benzetme, analoji
tılsım-ı kâinat : kâinatın gizemi, sırrı
vasıf : özellik, sıfat
Yükleniyor...