YEDİNCİ İŞARET: Güzel şeylere ve bahara meşrû muhabbetin, yani, “ne kadar güzel yapılmış” nazarıyla, o âsârın arkasındaki ef’âlin güzelliğini ve intizamını ve intizam-ı ef’al arkasındaki güzel esmânın cilvelerini ve o güzel esmanın arkasında sıfâtın tecelliyatını ve hâkezâ, sevmekliğin neticesi ise, dâr-ı bekâda o güzel gördüğü masnûattan bin def’a daha güzel bir tarzda esmânın cilvesini ve esmâ içindeki cemâl ve sıfâtını, Cennette görmektir. Hattâ İmam-ı Rabbânî Radıyallahü anh demiş ki: “Letâif-i Cennet, cilve-i esmânın temessülâtıdır.” Teemmel!

SEKİZİNCİ İŞARET: Dünyada, dünyanın âhiret mezraa1 ve esmâ-i İlâhiye âyinesi olan iki güzel yüzüne karşı mütefekkirâne muhabbetin uhrevî neticesi, dünya kadar, fakat fâni dünya gibi fâni değil, bâki bir Cennet verilecektir.2 Hem dünyada yalnız zayıf gölgeleri gösterilen esmâ, o Cennetin âyinelerinde en şâşaalı bir surette gösterilecektir.

Hem dünyayı mezraa-i âhiret yüzünde sevmenin neticesi, dünyayı fidanlık, yani ancak fidanları bir derece yetiştiren küçük bir mezraası hükmünde olacak öyle bir Cenneti verecek ki, dünyada havas ve hissiyât-ı insaniye küçük fidanlar olduğu halde, Cennette en mükemmel bir surette inkişaf ve dünyada tohumcuklar hükmünde olan istidatları, envâ-ı lezâiz ve kemâlâtla sünbüllenecek surette ona verileceği, rahmetin ve hikmetin muktezası olduğu gibi, hadisin nususuyla3 ve Kur’ân’ın işârâtıyla4 sabittir.

Hem madem dünyanın, her hatânın başı olan mezmum muhabbeti5 değil, belki esmâya ve âhirete bakan iki yüzünü, esmâ ve âhiret için sevmiş ve ibadet-i fikriye ile o yüzleri mamur etmiş, güya bütün dünyasıyla ibadet etmiş.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : bk. el-Gazâlî, İhyâu Ulûmi’d-Dîn 4:19; es-Sehâvî, el-Makâsıdü’l-Hasene s.497; Aliyyülkârî, el-Esrâru’l-Merfûa s.205; el-Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ 1:495.
2 : bk. Buhârî, Rikâk 51, Ezan 129; Müslim, Îman 308, 311; Tirmizî, Cehennem 10.
3 : bk. Buhârî, Bed’ü’l-Halk 8, Tevhid 35; Müslim, Îman 312, Cennet 2-5; Tirmizî, Tefsîru’l-Kur’ân 32:2.
4 : bk. Enbiyâ Sûresi, 21:102; Secde Sûresi, 32:17; Fussilet Sûresi, 41:31; Zuhruf Sûresi, 43:71.
5 : bk. el-Beyhakî, Şuabü’l-Îman 7:338; ed-Deylemî, el-Müsned 3:30.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: İkinci Mevkıf
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âhiret : öteki dünya, öldükten sonraki hayat
âsâr : eserler
bâki : sürekli, devamlı
cemâl : güzellik
cilve : görüntü, akis
cilve-i esmâ : Allah’ın isimlerinin görüntüsü, yansıması
dâr-ı bekà : sonsuzluk yurdu
ef’âl : fiiller
envâ-ı lezâiz ve kemâlât : lezzetlerin ve mükemmelliklerin çeşitleri
esmâ : Allah’ın isimleri
esmâ-i İlâhiye : Allah’ın isimleri
fâni : geçici, ölümlü
hâkezâ : böylece, bunun gibi
hatâ : yanlışlık, suç, günah
havas : hisler, duyular
hikmet : herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması
hissiyât-ı insaniye : insanın hisleri, duyuları
ibadet-i fikriye : düşünme ibadeti
inkişaf : açılma, gelişme
intizam : düzenlilik
intizam-ı ef’al : fiillerin, işlerin düzenliliği
istidat : kabiliyet, yetenek
işârât : işaretler
letâif-i Cennet : Cennetin güzellikleri
mamur : imar edilmiş, şenlendirilmiş
masnûat : san’at eseri varlıklar
meşrû : helâl, dine uygun
mezmum : aşağılanmış, kınanmış
mezraa : tarla
mezraa-i âhiret : âhiretin tarlası
muhabbet : sevgi
mukteza : bir şeyin gereği
mütefekkirâne : varlıklar üzerinde Allah’ı tanımayı sonuç verecek şekilde düşünerek
nazar : bakış
nusus : nasslar, kesin ve açık hükümler
Radıyallahü anh : “Allah ondan razı olsun”
rahmet : şefkat, merhamet
sıfât : sıfatlar, Allah’ın yüce Zâtını niteleyen kutsal özellikler
suret : şekil, biçim
şâşaalı : gösterişli, parlak
tecellîyat : tecellîler, yansımalar
teemmel : “derin ve dikkatlice düşün!”
temessülât : belirmeler, görünmeler
uhrevî : âhirete ait
Yükleniyor...