Şimdi rüzgârlara bak ki: Sair hakîmâne, kerîmâne faidelerinin ve vazifelerinin şehadetiyle, gayet mühim ve kesretli vazifelere koşuyorlar. Demek o dalgalanmak, bir Sâni-i Hakîm tarafından bir tavziftir, bir tasriftir, bir kullanmaktır. Dalgalanmaları ise, emr-i Rabbânînin çabuk yerine getirilmesine sür’atle çalışmaktır.

Şimdi bak çeşmelere, çaylara, ırmaklara: Yerden, dağlardan kaynamaları tesadüfî değildir. Çünkü onlara terettüp eden, âsâr-ı rahmet olan faidelerin ve semerelerin şehadetiyle ve dağlarda bir mizan-ı hâcetle iddiharlarının ifadesiyle ve bir mizan-ı hikmetle gönderilmelerinin delâletiyle gösteriliyor ki, bir Rabb-i Hakîmin teshiriyle ve iddiharıyladır. Ve kaynamaları ise, Onun emrine heyecanla imtisal etmeleridir.

Şimdi yerdeki bütün taşların ve cevahirlerin ve madenlerin envâına bak: Bunların tezyinatları ve menfaatli hâsiyetleri bir Sâni-i Hakîmin tezyiniyle, tertibiyle, tedbiriyle, tasviriyle olduğunu, onlara müteallik hakîmâne faideleri ve mesâlih-i hayatiye ve levâzımât-ı insaniye ve hâcât-ı hayvaniyeye muvafık bir tarzda ihzarları gösteriyor.

Şimdi çiçeklere, meyvelere bak: Bunların gülümsemeleri ve tadları ve güzellikleri ve nakışları ve koku vermeleri bir Sâni-i Kerîmin, bir Mün’im-i Rahîmin sofrasında birer tarife, birer davetname hükmünde olarak, muhtelif renk ve koku ve tadlarla her nev’e ayrı ayrı tarife ve davetname olarak verilmiştir.

Şimdi kuşlara bak: Onların söyleşmeleri ve cıvıldaşmaları bir Sâni-i Hakîmin intak ve söyletmesi olduğuna delil-i kat’î ise, hayret verir bir tarzda birbirine o seslerle müdavele-i hissiyat ve ifade-i maksat etmeleridir.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Otuz İkinci Söz / Sonraki Risale: Lemeât
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âsâr-ı rahmet : rahmet eserleri
cevahir : değerli taşlar, madenler
çarşı-yı âlem : dünya çarşısı
davetname : davetiye
delâlet : delil olma, işaret etme
delil-i kat’î : kesin delil
emr-i Rabbânî : herşeyi terbiye edip idaresi ve tasarrufu altında bulunduran Allah’ın emri
envâ : çeşitler, türler
hâcât-ı hayvaniye : hayvana ait ihtiyaçlar
hakîmâne : hikmetli bir şekilde
hâli : boş, ıssız
hâsiyet : özellik, hususiyet
iddihar : biriktirme, depolama
ifade-i maksat : maksadı ifade etme
ihzar : hazırlama
imtisal : emre uyma
intak : konuşturma
irâe : gösterme
istihdam : çalıştırma, kullanma
kat’î : kesin
kerîmâne : lütufkâr ve cömert bir şekilde
kesretli : çok
levâzımât-ı insaniye : insanlar için gerekli şeyler
mesâlih-i hayatiye : hayat için faydalı şeyler
mizan-ı hâcet : ihtiyaç ölçüsü
mizan-ı hikmet : hikmet terazisi
muhtelif : çeşitli
muvafık : uygun
müdavele-i hissiyat : duyguların karşılıklı alışverişi
Mün’im-i Rahîm : gerçek nimet verici olan, sonsuz şefkat ve merhamet sahibi Allah
müteallik : ilgili, ait
nev’ : tür
Rabb-i Hakîm : herbir varlığı terbiye edip idaresi ve tasarrufu altında bulunduran ve herşeyi hikmetle yapan Allah
sair : diğer, başka
Sâni-i Hakîm : herşeyi hikmetle ve san’atla yaratan Allah
Sâni-i Kerîm : sonsuz cömertlik ve ikram sahibi ve herşeyi san’atla yaratan Allah
semere : meyve
tasrif : istediği şekilde kullanma ve idare etme
tasvir : şekil ve suret verme
tavzif : görevlendirme
tedbir : idare etme, çekip çevirme
terettüp : gerekme
tertib : düzenleme
tesadüfî : rastlantı
teshir : boyun eğdirme
tezyin : süsleme
tezyinat : süslemeler
ziya : ışık
Yükleniyor...