Hattâ, silsile-i felsefenin en mükemmel fertleri ve o silsilenin dâhileri olan Eflâtun ve Aristo, İbn-i Sina ve Fârâbî gibi adamlar, “İnsaniyetin gayetü’l-gayâtı teşebbüh-ü bi’l-Vâcibdir, yani Vâcibü’l-Vücuda benzemektir” deyip firavunâne bir hüküm vermişler. Ve enaniyeti kamçılayıp şirk derelerinde serbest koşturarak, esbabperest, sanemperest, tabiatperest, nücumperest gibi çok envâ-ı şirk taifelerine meydan açmışlar. İnsaniyetin esasında münderiç olan acz ve zaaf,1 fakr ve ihtiyaç,2 naks ve kusur3 kapılarını kapayıp ubûdiyetin yolunu seddetmişler. Tabiata saplanıp, şirkten tamamen çıkamayıp, şükrün geniş kapısını bulamamışlar.

Nübüvvet ise, gaye-i insaniyet ve vazife-i beşeriyet, ahlâk-ı İlâhiye ile ve secâyâ-yı hasene ile tahallûk etmekle beraber,4 aczini bilip kudret-i İlâhiyeye iltica,5 zaafını görüp kuvvet-i İlâhiyeye istinad,6 fakrını görüp rahmet-i İlâhiyeye itimad,7 ihtiyacını görüp gınâ-yı İlâhiyeden istimdad,8 kusurunu görüp aff-ı İlâhîye istiğfar,9 naksını görüp kemâl-i İlâhîye tesbihhân olmaktır10 diye, ubûdiyetkârâne hükmetmişler.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : bk. Nisâ Sûresi, 4:28; Yûnus Sûresi, 10:12; Zümer Sûresi, 39:49.
2 : bk. Bakara Sûresi, 2:268; Kasas Sûresi, 28:24.
3 : bk. Nisâ Sûresi, 4:79; Yûsuf Sûresi, 12:53.
4 : bk. Kalem Sûresi, 68:4.
5 : bk. Tevbe Sûresi, 71:28.
6 : bk. Nûh Sûresi, 71:28.
7 : bk. Enbiyâ Sûresi, 21:83-84.
8 : bk. Enbiyâ Sûresi, 21:87.
9 : bk. Sâd Sûresi, 38:24.
10 : bk. A’râf Sûresi, 7:143.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Yirmi Dokuzuncu Söz / Sonraki Risale: Otuz Birinci Söz
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

acz : âcizlik, güçsüzlük
aff-ı İlâhî : Allah’ın affı
ahlâk-ı İlâhiye : İlâhî ahlâk
bilhassa : özellikle
bina etme : yapma, üzerine kurma
dâhi : son derece zeki; dehâ ve hikmet sahibi
enaniyet : benlik
envâ-ı şirk : Allah’a ortak koşma türleri
esas : temel
esâsat : esaslar, temeller
esbabperest : sebeplere tapan
fakr : fakirlik, ihtiyaç hali
firavunâne : firavun gibi tanrılık iddiasında bulunma
gaye-i insaniyet : insanlığın gaye ve maksadı
gayetü’l-gayât : gayelerin son noktası, esas hedef
gınâ-yı İlâhiye : Allah’ın sınırsız zenginliği
kemâl-i İlâhî : Allah’ın bütün noksanlıklardan yüce ve en mükemmel sıfatlara sahip olması
kudret-i İlâhiye : Allah’ın sınırsız güç ve kuvveti
kuvvet-i İlâhiye : Allah’ın kuvveti, gücü
münderiç : içine konulmuş, yerleştirilmiş
naks : noksanlık, eksiklik
nübüvvet : peygamberlik
nücumperest : yıldızlara tapan
sanemperest : puta tapan
secâyâ-yı hasene : güzel seciyeler, huylar
seddetmek : tıkamak, kapamak
silsile-i felsefe : felsefe zinciri
şirk : Allah’a ortak koşma
şükr : teşekkür, övgü
tabiat : kâinat ve içindekiler, canlı cansız varlıklar, maddî âlem
tabiatperest : tabiata tapan
tahallûk : ahlâklanma
taife : topluluk
tesbihhân : tesbih eden; Allah’ı her türlü kusurdan yüce tutarak şanına layık ifadelerle anan
teşebbüh-ü bi’l-Vâcib : Cenâb-ı Hakka benzemek mânâsında felsefi ifade
Yükleniyor...