İşte, 1 وَلاَ الضَّاۤلِّينَ ile işaret olunan evvelki yol, tabiata saplananların ve tabiiyyun fikrini taşıyanların mesleğidir ki, onda hakikate ve nura geçmek için ne kadar müşkülât olduğunu hissettiniz.

2 غَيْرِ الْمَغْضُوبِ ile işaret olunan ikinci yol, esbabperestlerin ve vesaite icad ve tesir verenlerin, meşâiyyun hükeması gibi yalnız akılla, fikirle hakikatü’l-hakaike ve Vâcibü’l-Vücudun marifetine yol açanların mesleğidir.

3 اَلَّذِينَ اَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ ile işaret olunan üçüncü yol ise, sırat-ı müstakim ehli olan ehl-i Kur’ân’ın cadde-i nuraniyesidir ki, en kısa, en rahat, en selâmet ve herkese açık, semâvî ve Rahmânî ve nuranî bir meslektir.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : “Sapıtmış olanların yoluna değil.” Fâtiha Sûresi, 1:7.
2 : “Gazabına uğrayanların yoluna değil.” Fâtiha Sûresi, 1:7.
3 : “Kendilerine in’âm ve ihsanda bulunduklarının yolu...” Fâtiha Sûresi, 1:7.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Yirmi Dokuzuncu Söz / Sonraki Risale: Otuz Birinci Söz
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

cadde-i nuraniye : nurlu, aydınlık cadde
ehl-i Kur’ân : Kur’ân ehli
hakikatü’l-hakaik : gerçeklerin gerçeği, en büyük hakikat
hükema : felsefeciler, filozoflar
marifet : Allah’ı tanıma ve bilme
meslek : yol, usül
meşâiyyun : sadece akla güvenen Aristo geleneğini izleyen felsefeciler
nuranî : nurlu, aydınlık
Rahmânî : rahmeti sonsuz olan Allah tarafından gönderilen
selâmet : esenlikli, güvenli
semâvî : vahye dayanan
sırat-ı müstakim : dosdoğru yol
tesir : etki
Vâcibü’l-Vücud : varlığı zorunlu olan, var olmak için hiçbir sebebe ihtiyacı bulunmayan Allah
Yükleniyor...