İşte, bak: O iki kardeş ise, biri ruh-u mü’min ve kalb-i salihtir. Diğeri ruh-u kâfir ve kalb-i fâsıktır. Ve o iki tarikten sağ ise, tarik-i Kur’ân ve imandır. Sol ise, tarik-i isyan ve küfrandır. Ve o yoldaki bahçe ise, cemiyet-i beşeriye ve medeniyet-i insaniye içinde muvakkat hayat-ı içtimaiyedir ki, içinde hayır ve şer, iyi ve fena, temiz ve pis şeyler beraber bulunur. Âkıl odur ki, “Huz mâ safâ, da’ mâ keder” kaidesiyle amel eder, selâmet-i kalble gider. Ve o sahrâ ise, şu arz ve dünyadır. Ve o arslan ise, ölüm ve eceldir. Ve o kuyu ise, beden-i insan ve zaman-ı hayattır. Ve o altmış arşın derinlik ise, ömr-ü vasatî ve ömr-ü galibî olan altmış seneye işarettir. Ve o ağaç ise, müddet-i ömür ve madde-i hayattır. Ve o iki siyah ve beyaz hayvan ise gece ve gündüzdür.

Ve o ejderha ise, ağzı kabir olan tarik-i berzahiye ve revâk-ı uhreviyedir. Fakat o ağız, mü’min için, zindandan bir bahçeye açılan bir kapıdır. 1 Ve o haşerat-ı muzırra ise, musibât-ı dünyeviyedir. Fakat, mü’min için, gaflet uykusuna dalmamak için tatlı ikazât-ı İlâhiye ve iltifatât-ı Rahmâniye hükmündedir. Ve o ağaçtaki yemişler ise, dünyevî nimetlerdir ki, Cenâb-ı Kerîm-i Mutlak, onları âhiret nimetlerine bir liste, hem ihtar edici, hem müşabihleri, hem Cennet meyvelerine müşterileri davet eden nümuneler suretinde yapmış. 2

Ve o ağacın, birliğiyle beraber muhtelif başka başka meyveler vermesi ise, kudret-i Samedâniyenin sikkesine ve rubûbiyet-i İlâhiyenin hâtemine ve saltanat-ı Ulûhiyetin turrasına işarettir. Çünkü birtek şeyden herşeyi yapmak, yani, bir topraktan bütün nebatat ve meyveleri yapmak, hem bir sudan bütün hayvanâtı halk etmek, 3 hem basit bir yemekten bütün cihazât-ı hayvaniyeyi icad etmek; bununla beraber herşeyi birtek şey yapmak, yani, zîhayatın yediği gayet muhtelifü’l-cins taamlardan o zîhayata bir lâhm-ı mahsus yapmak, bir cild-i basit dokumak gibi san’atlar, Zât-ı Ehad-i Samed olan Sultan-ı Ezel ve Ebedin sikke-i hassasıdır, hâtem-i mahsusudur, taklit edilmez bir turrasıdır. Evet, birşeyi herşey ve herşeyi birşey yapmak, herşeyin Hâlıkına has ve Kadîr-i Külli Şeye mahsus bir nişandır, bir âyettir.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : bk. Buhârî, Cenâiz 68, 87; Müslim, Cennet 70; Tirmizî, Cenâiz 70; Nesâî, Cenâiz 110; Müsned 3:3, 4:287.
2 : bk. Bakara Sûresi, 2:25.
3 : bk. Enbiyâ Sûresi, 21:30.
Önceki Risale: Yedinci Söz / Sonraki Risale: Dokuzuncu Söz
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âhiret : öteki dünya, öldükten sonraki hayat
arşın : yaklaşık 68 cm’lik ölçü birimi
arz : yer, dünya
âyet : delil
beden-i insan : insan bedeni
Cenâb-ı Kerîm-i Mutlak : sınırsız ikram ve cömertlik sahibi yüce Allah m;
cihazât-ı hayvaniye : hayvanın organları
cild-i basit : basit cilt, deri
dünyevî : dünyaya ait
ecel : ölüm vakti
gaflet : umursamazlık, iman hakikatlerine karşı duyarsızlık
Hâlık : herşeyi yaratan Allah
halk etmek : yaratmak
has : özel
haşerat-ı muzırra : zararlı böcekler
hâtem : mühür, damga
hâtem-i mahsus : özel damga
hayvanat : hayvanlar
icad : var etme, yaratma
ihtar edici : hatırlatıcı, ikaz edici
ikazât-ı İlâhiye : Allah’ın uyarıları
iltifatât-ı Rahmâniye : sonsuz merhamet sahibi Allah’ın iltifatları
Kadîr-i Külli Şey : herşeye gücü yeten, sonsuz kudret sahibi Allah
kudret-i Samedâniye : herşey Kendisine muhtaç olduğu halde Kendisi hiçbir şeye muhtaç olmayan Allah’ın kudreti
lâhm-ı mahsus : özel et
madde-i hayat : hayat için lüzumlu olan madde
muhtelifü’l-cins : çeşit çeşit, değişik türler
musibât-ı dünyeviye : dünyadaki musibetler
mü’min : inanan
müddet-i ömür : ömür süresi
müşabih : benzer
nebatat : bitkiler
nişan : mühür, işaret
nümune : örnek
ömr-ü galibî : çoğunlukla yaşanılan ömür süresi
ömr-ü vasatî : ortalama ömür süresi
revâk-ı uhreviye : âhirete bakan revak, kemer
rububiyet-i İlâhiye : Allah’ın herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri vermesi, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulundurması
sahrâ : meydan, ova
saltanat-ı Ulûhiyet : hiçbir ortak kabul etmeyen Allah’ın saltanatı, egemenliği
sikke : mühür, işaret
sikke-i hassa : özel mühür
Sultan-ı Ezel ve Ebed : varlığının başlangıcı ve sonu olmayan kudret ve hâkimiyet sahibi Allah
suret : şekil
taam : gıda, yiyecek
tarik-i berzahiye : kabir yolu
turra : mühür, nişan
yemiş : yiyecek
zaman-ı hayat : ömür süresi
Zat-ı Ehad-i Samed : herşey Ona muhtaç olduğu halde Kendisi hiçbir şeye muhtaç olmayan ve tek olan Allah
zîhayat : canlı
Yükleniyor...