İKİNCİ MEBHAS

Ehl-i ilme mahsus, HAŞİYE ince bir tetkik-i ilmîdir.

Eğer desen: Kader ile cüz-ü ihtiyarî nasıl tevfik edilebilir?

Elcevap: Yedi vech ile.

BİRİNCİSİ: Elbette kâinatın intizam ve mizan lisanıyla hikmet ve adaletine şehadet ettiği bir Âdil-i Hakîm, insan için medar-ı sevap ve ikab olacak, mahiyeti meçhul bir cüz-ü ihtiyarî vermiştir. O Âdil-i Hakîmin pek çok hikmetini bilmediğimiz gibi, şu cüz-ü ihtiyarînin kaderle nasıl tevfik edildiğini bilmediğimiz, olmamasına delâlet etmez.

İKİNCİSİ: Bizzarure, herkes kendisinde bir ihtiyar hisseder, o ihtiyarın vücudunu vicdanen bilir. Mevcudatın mahiyetini bilmek ayrıdır, vücudunu bilmek ayrıdır. Çok şeyler var, vücudu bizce bedihî olduğu halde, mahiyeti bizce meçhul... İşte, şu cüz-ü ihtiyarî, öyleler sırasına girebilir. Herşey malûmatımıza münhasır değildir. Adem-i ilmimiz, onun ademine delâlet etmez.

ÜÇÜNCÜSÜ: Cüz-ü ihtiyarî, kadere münâfi değil. Belki kader, ihtiyarı teyid eder. Çünkü, kader, ilm-i İlâhînin bir nev’idir. İlm-i İlâhî, ihtiyarımıza taallûk etmiş. Öyle ise ihtiyarı teyid ediyor, iptal etmiyor.

DÖRDÜNCÜSÜ: Kader, ilim nev’indendir. İlim, malûma tâbidir. Yani, nasıl olacak, öyle taallûk ediyor. Yoksa, malûm, ilme tâbi değil. Yani, ilim desâtiri, malûmu, haricî vücut noktasında idare etmek için esas değil. Çünkü, malûmun zâtı ve vücud-u haricîsi, iradeye bakar ve kudrete istinad eder.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

HAŞİYE : Bu İkinci Mebhas, en derin ve en müşkül bir sırr-ı kader meselesidir. Bütün ulema-i muhakkikînce en ehemmiyetli ve münazaralı bir mesele-i akaid-i kelâmiyedir. Risale-i Nur tam halletmiş.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Yirmi Beşinci Söz / Sonraki Risale: Yirmi Yedinci Söz
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

adem : yokluk
adem-i ilim : bilmeme, ilmimiz dahilinde olmama
Âdil-i Hakîm : herşeyi hikmetle yapan, sonsuz adalet sahibi Allah
bahis : konu
bedihî : açık, aşikâr
bizzarure : zorunlu olarak
ehl-i ilim : ilim ehli, âlimler
esbab : sebepler
havale etmek : göndermek
hikmet : herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı ve tam yerli yerinde olması
ihtiyar : tercih, seçme gücü
ilm-i İlâhî : Allah’ın herşeyi kuşatan sınırsız ilmi
intizam : düzen, tertip
kader : Allah’ın meydana gelecek hadiseleri olmadan önce takdir etmesi, plânlaması
kâinat : evren, yaratılmış herşey
lisan : dil
mahiyet : nitelik, özellik, asıl, esas
mahsus : özel
malûmat : bilgiler
mânâ : anlam
mebhas : konu, bölüm
meçhul : bilinmeyen
medar-ı nazar : göz önünde bulundurulan
medar-ı sevap ve ikab : sevap ve azap vesilesi
mes’uliyet : sorumluluk
mesele-i akaid-i kelâmiye : kelâm ilminin inanca dair meselesi
mevcudat : varlıklar
mizan : ölçü, denge
münâfi : aykırı, zıt
münazara : tartışma
münhasır : ait, sınırlı
müşkül : zor
nev’ : çeşit, tür
nihayet : son
saikasıyla : sevkiyle, sebebiyle
sırr-ı kader : kader esprisi
şehadet : şahitlik, tanıklık
taallûk etmek : ilgili olmak
taksim etmek : bölüştürmek
temlik etmek : mülk edinmek, sahiplenmek
tetkik-i ilmî : ilmî inceleme, araştırma
tevfik edilmek : bağdaştırılmak
teyid etmek : desteklemek
ulema-i muhakkıkîn : gerçeğin peşinde olan âlimler
vech : yön, tarz
vücud : varlık
Yükleniyor...