Hem her şeyin miktar-ı muntazaması, kaderi vâzıhan gösterir. Evet, hangi zîhayata bakılsa görünüyor ki, gayet hikmetli ve san’atlı bir kalıptan çıkmış gibi, bir miktar, bir şekil var ki, o miktarı, o sureti, o şekli almak, ya harika ve nihayet derecede eğri büğrü maddî bir kalıp bulunmalı, veyahut kaderden gelen mevzun, ilmî bir kalıb-ı mânevî ile kudret-i ezeliye o sureti, o şekli biçip giydiriyor.

Meselâ, sen şu ağaca, şu hayvana dikkatle bak ki, câmid, sağır, kör, şuursuz, birbirinin misli olan zerreler onun neşvünemâsında hareket eder. Bazı eğri büğrü hudutlarda, meyve ve faidelerin yerini tanır, görür, bilir gibi durur, tevakkuf eder. Sonra, başka bir yerde, büyük bir gayeyi takip eder gibi yolunu değiştirir. Demek, kaderden gelen miktar-ı mânevînin ve o miktarın emr-i mânevîsiyle zerreler hareket ederler.

Madem maddî ve görünecek eşyada bu derece kaderin tecelliyâtı var. Elbette, eşyanın mürur-u zamanla giydikleri suretler ve ettikleri harekâtla hasıl olan vaziyetler dahi bir intizam-ı kadere tâbidir. Evet, bir çekirdekte, hem bedihî olarak, irade ve evâmir-i tekvîniyenin ünvanı olan Kitab-ı Mübînden haber veren ve işaret eden, hem nazarî olarak emir ve ilm-i İlâhînin bir ünvanı olan İmam-ı Mübînden haber veren ve remzeden iki kader tecellîsi var:

Bedihî kader ise, o çekirdeğin tazammun ettiği ağacın maddî keyfiyat ve vaziyetleri ve heyetleridir ki, sonra gözle görünecek.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Yirmi Beşinci Söz / Sonraki Risale: Yirmi Yedinci Söz
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

bedihî : açık, aşikâr
câmid : cansız
emr-i mânevî : mânevî emir
evâmir-i tekvîniye : yaratılışa ait emirler
fihristecik : küçük indeks, içindekiler
harekât : hareketler
hâsıl olma : meydana gelme
hendese : plan, çizgi
heyet : bütün, genel yapı
hudud : sınır, uç
ilm-i İlâhî : Allah’ın herşeyi kuşatan ilmi
İmam-ı Mübîn : Allah’ın ilim ve emirlerinin, eşyanın geçmiş ve geleceğe ait kaidelerinin yazıldığı defter
kader : Allah’ın meydana gelecek hadiseleri olmadan önce takdir etmesi, planlaması
kâf nun : Arapça “kün” (ol) emrinin harfleri; Allah’ın birşeye “Ol” deyince onu hemen olduruveren emri
kalıb-ı mânevî : mânevî kalıp, ölçü
keyfiyat : özellikler, nitelikler
Kitab-ı Mübîn : Allah’ın ap açık kudret defteri olan kâinat, Allah’ın kudret ve iradesinin genel bir kanunlar defteri
kudret : güç, iktidar
kudret-i ezeliye : Allah’ın ezelî ve sonsuz kudreti
mürur-u zaman : zamanın geçmesi
nazarî : teorik
neşvünemâ : gelişme
tazammun etme : içine alma
tecellî : görünüm, yansıma
vâzıhan : açıkça
Yükleniyor...