Meselâ, âyet-i
ifade ettikleri azamet-i rububiyeti gördüğü gibi,
ifade ettikleri şümul-ü rahmeti görüyor, gösteriyor. Hem
ifade ettiği vüs’at-i hallâkıyeti görüp gösterdiği gibi,
ifade ettiği şümul-ü tasarrufu ve ihata-i rububiyeti görüp gösterir.
ifade ettiği hakikat-i azîme ile
ifade ettiği hakikat-i kerîmâneyi
ifade ettiği hakikat-i azîme-i hâkimâne-i âmirâneyi görür, gösterir.
وَاْلاَرْضُ جَمِيعًا قَبْضَتُهُ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ وَالسَّمٰوَاتُ مَطْوِيَّاتٌ بِيَمِينِهِ 1
يَوْمَ نَطْوِى السَّمَاۤءَ كَطَىِّ السِّجِلِّ لِلْكُتُبِ 2
ifade ettikleri azamet-i rububiyeti gördüğü gibi,
اِنَّ اللهَ لاَ يَخْفٰى عَلَيْهِ شَىْءٌ فِى اْلاَرْضِ وَلاَ فِى السَّمَاۤءِ - هُوَ الَّذِى يُصَوِّرُكُمْ فِى اْلاَرْحَامِ كَيْفَ يَشَاۤءُ3
مَا مِنْ دَاۤبَّةٍ اِلاَّ هُوَ اٰخِذٌ بِنَاصِيَتِهَا4
وَكَأَيِّنْ مِنْ دَاۤبَّةٍ لاَ تَحْمِلُ رِزْقَهَا اَللهُ يَرْزُقُهَا وَاِيَّاكُمْ5
مَا مِنْ دَاۤبَّةٍ اِلاَّ هُوَ اٰخِذٌ بِنَاصِيَتِهَا4
وَكَأَيِّنْ مِنْ دَاۤبَّةٍ لاَ تَحْمِلُ رِزْقَهَا اَللهُ يَرْزُقُهَا وَاِيَّاكُمْ5
ifade ettikleri şümul-ü rahmeti görüyor, gösteriyor. Hem
خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَاْلاَرْضَ وَجَعَلَ الظُّلُمَاتِ وَالنُّورَ 6
ifade ettiği vüs’at-i hallâkıyeti görüp gösterdiği gibi,
خَلَقَكُمْ وَمَا تَعْمَلُونَ 7
ifade ettiği şümul-ü tasarrufu ve ihata-i rububiyeti görüp gösterir.
يُحْيِى اْلاَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهاَ 8
ifade ettiği hakikat-i azîme ile
وَاَوْحٰى رَبُّكَ اِلَى النَّحْلِ 9
ifade ettiği hakikat-i kerîmâneyi
وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَ وَالنُّجُومَ مُسَخَّرَاتٍ بِاَمْرِهِ 10
ifade ettiği hakikat-i azîme-i hâkimâne-i âmirâneyi görür, gösterir.
Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:
1 : “Kıyamet gününde yeryüzü bütünüyle Onun kabza-i tasarrufundadır. Gökler de Onun yed-i kudretinde dürülmüştür.” Zümer Sûresi, 39:67.
2 : “O gün semâyı, kitap sahifelerini dürer gibi düreriz.” Enbiyâ Sûresi, 21:104.
3 : “Ne yerde ve ne de gökte hiçbir şey Allah’tan gizli kalmaz. Annelerinizin rahimlerinde size dilediği gibi bir suret veren de Odur.” Âl-i İmrân Sûresi, 3:5-6.
4 : “Hiçbir canlı yoktur ki, Allah onu alnından tutup kudretine boyun eğdirmiş olmasın.” Hûd Sûresi, 11:56.
5 : “Yeryüzünde yürüyen ve kendi rızkını yüklenemeyen nice canlının ve sizin rızkınızı Allah verir.” Ankebut Sûresi, 29:60.
6 : “Gökleri ve yeri yarattı, karanlıkları ve aydınlığı var etti.” En’âm Sûresi, 6:1.
7 : “Sizi de, yaptıklarınızı da yarattı.” Sâffât Sûresi, 37:96.
8 : “Yeryüzünü ölümünün ardından diriltir.” Rum Sûresi, 30:50.
9 : “Rabbin balarısına ilham etti.” Nahl Sûresi, 16:68.
10 : “Güneşi, ayı ve yıldızları da emrine boyun eğmiş olarak yarattı.” A’râf Sûresi, 7:54.
2 : “O gün semâyı, kitap sahifelerini dürer gibi düreriz.” Enbiyâ Sûresi, 21:104.
3 : “Ne yerde ve ne de gökte hiçbir şey Allah’tan gizli kalmaz. Annelerinizin rahimlerinde size dilediği gibi bir suret veren de Odur.” Âl-i İmrân Sûresi, 3:5-6.
4 : “Hiçbir canlı yoktur ki, Allah onu alnından tutup kudretine boyun eğdirmiş olmasın.” Hûd Sûresi, 11:56.
5 : “Yeryüzünde yürüyen ve kendi rızkını yüklenemeyen nice canlının ve sizin rızkınızı Allah verir.” Ankebut Sûresi, 29:60.
6 : “Gökleri ve yeri yarattı, karanlıkları ve aydınlığı var etti.” En’âm Sûresi, 6:1.
7 : “Sizi de, yaptıklarınızı da yarattı.” Sâffât Sûresi, 37:96.
8 : “Yeryüzünü ölümünün ardından diriltir.” Rum Sûresi, 30:50.
9 : “Rabbin balarısına ilham etti.” Nahl Sûresi, 16:68.
10 : “Güneşi, ayı ve yıldızları da emrine boyun eğmiş olarak yarattı.” A’râf Sûresi, 7:54.
Önceki Risale: Yirmi Dördüncü Söz / Sonraki Risale: Yirmi Altıncı Söz






