Netice-i kelâm: Ey insafsız ve dikkatsiz ve imanı zayıf, felsefesi kavî, hodbin, münekkit adam! Şu On Asıl’ı nazara al; sonra sen hilâf-ı hakikat ve kat’î muhalif-i vaki gördüğün bir rivâyeti bahane ederek ehâdis-i şerifeye ve dolayısıyla Resul-ü Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın mertebe-i ismetine halel verecek itiraz parmağını uzatma. Zira, evvelâ o On Asıl’ın on dairesi seni inkârdan vazgeçirir. “Hakikî bir kusur varsa bize aittir” derler. “Hadise râci olamaz. Eğer hakikî değilse, senin sû-i fehmine aittir” derler.
Elhasıl, inkâr ve redde gitmek için, şu On Asıl’ı tekzip ve iptal etmek lâzım gelir. Şimdi, insafın varsa, bu On Usulü kemâl-i dikkatle düşündükten sonra, o aklın hilâf-ı hakikat gördüğü bir hadisin inkârına kalkışma. “Ya bir tefsiri, ya bir tevili, ya bir tabiri vardır” de, ilişme.
ON BİRİNCİ ASIL: Nasıl Kur’ân-ı Hakîmin müteşâbihâtı var; tevile muhtaçtır veyahut mutlak teslim istiyor. Ehâdisin de, Kur’ân’ın müteşâbihâtı gibi, müşkilâtı vardır. Bazan çok dikkatli bir tefsire ve tabire muhtaçtır. Geçmiş misallerle iktifa edebilirsiniz.
Evet, nasıl ki hüşyar olan adam, yatmış olan adamın rüyasını tabir eder. Öyle de, bazan uykuda olan bir adam, yanında uyanık olan konuşanların sözlerini işitiyor, fakat kendi âlem-i menâmına tatbik eder bir tarzda mânâ veriyor, tabir ediyor.
Öyle de, ey gaflet ve felsefe uykusu içinde tenvim edilen insafsız adam! Sırr-ı مَازَاغَ الْبَصَرُ وَمَا طَغَى 1 ve تَناَمُ عَيْنِى وَلاَ يَناَمُ قَلْبِى 2 hükmüne mazhar ve hakikî hüşyar ve yakzan olan zâtın gördüğünü, sen kendi rüyanda inkâr değil, tabir et.
Elhasıl, inkâr ve redde gitmek için, şu On Asıl’ı tekzip ve iptal etmek lâzım gelir. Şimdi, insafın varsa, bu On Usulü kemâl-i dikkatle düşündükten sonra, o aklın hilâf-ı hakikat gördüğü bir hadisin inkârına kalkışma. “Ya bir tefsiri, ya bir tevili, ya bir tabiri vardır” de, ilişme.
ON BİRİNCİ ASIL: Nasıl Kur’ân-ı Hakîmin müteşâbihâtı var; tevile muhtaçtır veyahut mutlak teslim istiyor. Ehâdisin de, Kur’ân’ın müteşâbihâtı gibi, müşkilâtı vardır. Bazan çok dikkatli bir tefsire ve tabire muhtaçtır. Geçmiş misallerle iktifa edebilirsiniz.
Evet, nasıl ki hüşyar olan adam, yatmış olan adamın rüyasını tabir eder. Öyle de, bazan uykuda olan bir adam, yanında uyanık olan konuşanların sözlerini işitiyor, fakat kendi âlem-i menâmına tatbik eder bir tarzda mânâ veriyor, tabir ediyor.
Öyle de, ey gaflet ve felsefe uykusu içinde tenvim edilen insafsız adam! Sırr-ı مَازَاغَ الْبَصَرُ وَمَا طَغَى 1 ve تَناَمُ عَيْنِى وَلاَ يَناَمُ قَلْبِى 2 hükmüne mazhar ve hakikî hüşyar ve yakzan olan zâtın gördüğünü, sen kendi rüyanda inkâr değil, tabir et.
Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:
1 : “Göz ne şaştı, ne de başka birşeye baktı.” Necm Sûresi, 53:17.
2 : “Benim gözüm uyur, kalbim uyumaz.” Buhari, Teheccüd 16, Teravih 1, Menâkıb 24; Tirmizi, Edeb 86; Nesâî, Kıyâmu’l-Leyl 36; Ebû Dâvud, Tahâret 79; Müsned, 1:274.
2 : “Benim gözüm uyur, kalbim uyumaz.” Buhari, Teheccüd 16, Teravih 1, Menâkıb 24; Tirmizi, Edeb 86; Nesâî, Kıyâmu’l-Leyl 36; Ebû Dâvud, Tahâret 79; Müsned, 1:274.
Önceki Risale: Yirmi Üçüncü Söz / Sonraki Risale: Yirmi Beşinci Söz
Bölümler
- İkinci Dal
- Birinci Dal
- Üçüncü Dal, Birinci Asıl
- Üçüncü Dal, İkinci Asıl
- Üçüncü Dal, Üçüncü Asıl
- Üçüncü Dal, Dördüncü Asıl
- Üçüncü Dal, Beşinci Asıl
- Üçüncü Dal, Altıncı Asıl
- Üçüncü Dal, Yedinci Asıl
- Üçüncü Dal, Sekizinci Asıl
- Üçüncü Dal, Dokuzuncu Asıl
- Üçüncü Dal, Onuncu Asıl
- Üçüncü Dal, On Birinci Asıl
- Üçüncü Dal, On İkinci Asıl
- Dördüncü Dal
- Beşinci Dal, Birinci Meyve
- Beşinci Dal, İkinci Meyve
- Beşinci Dal, Üçüncü Meyve
- Beşinci Dal, Dördüncü Meyve
- Beşinci Dal, Beşinci Meyve





