Hem o hal gösteriyor ki, onun o Rabbi, hiçbir şeye muhtaç olmadığı gibi, hazinesinden hiçbir şey eksilmez ve kudretine de hiçbir şey ağır gelmez. İşte, samediyetin gölgesini gösteren bir nevi turrası...

Demek, herbir zîhayatta bir sikke-i ehadiyet, bir turra-i samediyet vardır. Evet, herbir zîhayat, hayat lisanıyla قُلْ هُوَ اللّٰهُ اَحَدٌ - اَللّٰهُ الصَّمَدُ 1 okuyor. Bu iki sikkeden başka birkaç pencere-i mühimme de var. Başka bir yerde tafsil edildiği için burada ihtisar edildi.

Madem şu kâinatın herbir zerresi böyle üç pencereyi ve iki deliği ve hayat dahi iki kapıyı birden Vâcibü’l-Vücudun vahdâniyetine açıyor. Zerreden tâ şemse kadar tabakat-ı mevcudat, Zât-ı Zülcelâlin envâr-ı marifetini ne suretle neşrettiğini kıyas edebilirsin. İşte, marifetullahta terakkiyât-ı mâneviyenin derecâtını ve huzurun merâtibini bundan anla ve kıyas et.

BEŞİNCİ LEM’A

Nasıl ki bir kitap, eğer yazma ve mektub olsa, onun yazmasına bir kalem kâfidir. Eğer basma ve matbu olsa, o kitabın hurufatı adedince kalemler, yani demir harfler lâzımdır, tâ o kitap tab’ edilip vücut bulsun. Eğer o kitabın bazı harflerinde gayet ince bir hatla o kitabın ekseri yazılmışsa Sûre-i Yâsin, lâfz-ı Yâsin’de yazıldığı gibi o vakit bütün o demir harflerin küçücükleri, o tek harfe lâzım, tâ tab edilsin.

Aynen öyle de, şu kitab-ı kâinatı, kalem-i kudret-i Samedâniyenin yazması ve Zât-ı Ehadiyetin mektubu desen, vücub derecesinde bir suhulet ve lüzum derecesinde bir mâkuliyet yoluna gidersin.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : “De ki: O Allah birdir. O Allah’tır, Sameddir; herşey O’na muhtaç olduğu halde O hiçbir şeye muhtaç değildir.” İhlâs Suresi, 112:1-2.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

derecât : dereceler
ekser : çoğunluk
envâr-ı marifet : Allah’ı bilme ve tanıma nurları
hurufat : harfler
ihtisar : kısaltma, özetleme
imtinâ : imkansızlık
kâfi : yeterli
kalem-i kudret-i Samedâniye : Kendisi hiçbir şeye muhtaç olmayıp herşeyin Kendisine muhtaç olduğu Allah’ın kudret kalemi
kitab-ı kâinat : kâinat kitabı
lâfz-ı Yâsin : “Yâsin” kelimesi
mâkuliyet : akla uygunluk
marifetullah : Allah’ı tanıma ve bilme
matbu : basılmış
merâtib : mertebeler
pencere-i mühimme : önemli pencere
Rab : herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri veren, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulunduran Allah
samediyet : Allah’ın hiçbir şeye muhtaç olmayıp herşeyin Ona muhtaç olması
sikke-i ehadiyet : Allah’ın herbir varlıkta görülen birlik işareti
suhulet : kolaylık
Sûre-i Yâsin : Yâsin Sûresi, Kur’ân-ı Kerimin 36. sûresi
şems : güneş
tab’ edilmek : basılmak
tabakat-ı mevcudat : varlıkların tabakaları
tabiat : canlı cansız bütün varlıklar, maddî âlem, doğa
tafsil etme : ayrıntılı olarak açıklama
terakkiyât-ı mâneviye : mânevî ilerlemeler
turra-i samediyet : Allah’ın hiçbir şeye muhtaç olmayıp herşeyin Ona muhtaç olması mânâsındaki sıfatının mührü
Vâcibü’l-Vücud : varlığı zorunlu olan ve var olmak için hiçbir şeye ihtiyacı olmayan Allah
vâhdaniyet : Allah’ın birliği
vücub : kesinlik, gereklilik
vücut bulma : var olma
Zât-ı Ehadiyet : herbir varlıkta birliği görünen Zât, Allah
Zât-ı Zülcelâl : sonsuz haşmet ve yücelik sahibi Zât, Allah
Yükleniyor...