Evet, zeminin diriltilmesinde, üç yüz bin haşrin nümunelerini birkaç gün zarfında yapan, gösteren Kudret-i Fâtıraya, elbette insanın haşri ona göre kolay gelir. Meselâ, Gelincik Dağını ve Sübhan Dağını bir işaretle kaldıran bir zât-ı mu’ciznümâya, “Şu dereden, yolumuzu kapayan şu koca taşı kaldırabilir misin?” denilir mi? Öyle de, gök ve dağ ve yeri altı günde icad eden ve onları vakit be vakit doldurup boşaltan bir Kadîr-i Hakîme, bir Kerîm-i Rahîme, “Ebed tarafında ihzar edilip serilmiş, kendi ziyafetine gidecek yolumuzu seddeden şu toprak tabakasını üstümüzden kaldırabilir misin? Yeri düzeltip bizi ondan geçirebilir misin?” İstib’ad suretinde söylenir mi?

Şu zeminin yüzünde, yaz zamanında bir sikke-i tevhidi gördün. Şimdi bak: Gayet basîrâne ve hakîmâne zemin yüzündeki şu tasarrufât-ı azîme-i bahariye üstünde bir hâtem-i vâhidiyet gayet âşikâre görünüyor. Çünkü şu icraat bir vüs’at-i mutlaka içinde ve o vüs’atle beraber bir sür’at-i mutlakayla ve o sür’atle beraber bir sehâvet-i mutlaka içinde görünen intizam-ı mutlak ve kemâl-i hüsn-ü san’at ve mükemmeliyet-i hilkat, öyle bir hâtemdir ki, gayr-ı mütenâhi bir ilim ve nihayetsiz bir kudret sahibi ona sahip olabilir.

Evet, görüyoruz ki, bütün yeryüzünde bir vüs’at-i mutlaka içinde bir icad, bir tasarruf, bir faaliyet var. Hem o vüs’at içinde bir sür’at-i mutlaka ile işleniyor. Hem o sür’at ve vüs’atle beraber bir suhulet-i mutlaka ile yapılıyor. Hem o sür’at ve vüs’at ve suhuletle beraber, teksir-i efradda bir sehâvet-i mutlaka görünüyor. Hem o sehâvet ve suhulet ve sür’at ve vüs’atle beraber, herbir nevide, herbir fertte görünen bir intizam-ı mutlak ve gayet mümtaz bir hüsn-ü san’at ve gayet müstesna bir mükemmelliyet-i hilkat ile beraber gayet sehâvet içinde bir intizam-ı tam var. Ve o teksir-i efrad içinde bir mükemmeliyet-i hilkat ve gayet sür’at içinde bir hüsn-ü san’at ve nihayet ihtilât içinde bir imtiyaz-ı etemm ve gayet mebzûliyet içinde gayet kıymettar eserler ve gayet geniş daire içinde tam bir muvafakat ve gayet suhulet içinde gayet san’atkârâne bedîaları icad etmek,..
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âşikâre : açıkça
basîrâne : görerek
ebed : sonu olmayan, sonsuzluk
faaliyet : icraat
gayr-ı mütenâhi : sonsuz
hakîmâne : hikmetli bir şekilde
hatem : mühür, damga
hâtem-i vahidiyet : Allah’ın birlik mührü
hüsn-ü san’at : san’at güzelliği
icad : yaratma, var etme
icraat : faaliyet
ihtilât : karışıklık
ihzar : hazırlama
imtiyaz-ı etemm : tamamıyla birbirinden farklı olma
intizam-ı mutlak : sınırsız düzenlilik
intizam-ı tam : tam bir düzenlilik
istib’ad : akıldan uzak görme
Kadîr-i Hakîm : herşeyi hikmetle yaratan sonsuz kudret sahibi Allah
kemâl-i hüsn-ü san’at : sanatın mükemmel güzelliği
Kerîm-i Rahîm : sonsuz ikram ve ihsan sahibi, pek merhametli olan Allah
kıymettar : değerli
kudret : güç, kuvvet, iktidar
Kudret-i Fâtıra : Yaratıcı Kudret, Allah
mebzûliyet : bolluk
mükemmeliyet-i hilkat : yaratılıştaki mükemmellik
mümtaz : seçkin, üstün
müstesnâ : seçkin, benzeri olmayan
nev : tür
nihayetsiz : sonsuz
nümune : örnek
seddetmek : tıkamak
sehavet : cömertlik
sehâvet-i mutlaka : sınırsız cömertlik
sikke-i tevhid : Allah’ın birlik mührü
suhulet : kolaylık
suhulet-i mutlaka : sınırsız kolaylık
suret : şekil, biçim
sür’at : hız
sür’at-i mutlaka : sınırsız hız
tasarruf : dilediği gibi kullanma ve yönetme
tasarrufât-ı azîme-i bahariye : bahar mevsimindeki büyük tasarruflar
teksir-i efrad : fertlerin çoğaltılması
vakit be vakit : zaman zaman
vüs’at : genişlik
vüs’at-i mutlaka : sınırsız genişlik
zât-ı mu’ciznümâ : mu’cize gösteren zât
zemin : yeryüzü
Yükleniyor...