Ben o hâletten kurtulmak için namaza iltica ettim. Teşehhüdde 1 اَلتَّحِيَّاتُ dediğim zaman birden kâinat canlandı; hayattar, nuranî bir şekil aldı, dirildi. Hayy-ı Kayyûmun parlak bir âyinesi oldu. Bütün hayattar eczasıyla beraber, hayatlarının tahiyyelerini ve hedâyâ-yı hayatiyelerini daimî bir sûrette Zât-ı Hayy-ı Kayyûma takdim ettiklerini ilmelyakîn, belki hakkalyakîn ile bildim ve gördüm.

Sonra 2 اَلسَّلاَمُ عَلَيْكَ يَاۤ اَيُّهَا النَّبِىُّ dediğim vakit, o hudutsuz ve hâlî zaman birden Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın riyaseti altında, zîhayat ruhlar ile vahşetzar suretinden ünsiyetli bir seyrangâh suretine inkılâp etti.

İkinci Sual: Teşehhüd âhirinde,

اَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰۤى اٰلِ مُحَمَّدٍ كَمَا صَلَّيْتَ عَلٰۤى اِبْرَاهِيمَ وَعَلٰۤى اٰلِ اِبْرَاهِيمَ 3

deki teşbih, teşbihlerin kaidesine uygun gelmiyor. Çünkü, Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm, İbrahim Aleyhisselâmdan daha ziyade rahmete mazhardır ve daha büyüktür. Bunun sırrı nedir? Hem bu tarzdaki salâvatın teşehhüdde tahsisinin hikmeti nedir? Aynı dua, eski zamandan beri ve bütün namazda tekrar etmeleri...

Halbuki bir dua bir defa kabule mazhar olsa yeter. Milyonlarca duaları makbul olan zâtlar musırrâne dua etmesi ve bilhassa o şey vaad-i İlâhîye iktiran etmiş ise...

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Tesbihler, hayat hediyeleri, fıtrî ibadetler.
2 : Selâm olsun sana ey Peygamber!
3 : “Allah’ım, İbrahim’e (a.s.) ve İbrahim’in (a.s.) nesline rahmet ettiğin gibi, Muhammed’e (a.s.m.) ve Muhammed’in (a.s.m.) nesline de rahmet et.” Buhari, Enbiyâ: 10.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Dördüncü Şuâ / Sonraki Risale: Yedinci Şuâ
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

Aleyhissalâtü Vesselâm : Allah’ın salât ve selâmı onun üzerine olsun
Aleyhisselâm : Allah’ın selâmı onun üzerine olsun
ecza : cüzler, parçalar
hakkalyakîn : bizzat yaşayarak, şüpheye yer bırakmayacak şekilde kesin bilgi edinme
hâli : boş, ıssız
hayattar : canlı
Hayy-ı Kayyûm : hayatı ezelî ve ebedî olup her canlıya hayat veren ve Kendi varlığı için hiçbir sebebe bağlı olmayıp her şeyi ayakta tutan Allah
hedâyâ-yı hayatiye : hayatın sunduğu hediyeler
hikmet : sır; gaye, sebep
hudutsuz : sınırsız
iktiran etmek : iki şey yanyana beraber gelmek, tevafuk etmek
ilmelyakin : kesin delile dayanarak, hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde bilme
inkılâp etmek : dönüşmek
kaide : düstur, kural
kâinat : evren, bütün yaratılmışlar
makbul olan : kabul edilen
mazhar olma : erişme, nail olma
musırrâne : ısrarlı bir şekilde
nuranî : nurlu
rahmet : İlâhî şefkat, merhamet
Resul-i Ekrem : Allah’ın en şerefli ve değerli elçisi olan Hz. Muhammed (a.s.m.)
riyaset : reislik, başkanlık
salâvat : Peygamberimize edilen rahmet ve esenlik duası
seyrangâh : gezi ve seyir yeri
sûret : biçim, şekil
tahiyye : selâm, hediye
tahsis : hususi kılma, ait kılma
takdim etmek : sunmak
teşbih : benzetme
teşehhüd : namazda tahiyyat duâsını okuyacak kadar oturma
ünsiyet : canayakın, dost
vaad-i İlâhî : Cenâb-ı Allah’ın söz vermesi
vahşetzar : ürküntü ve yalnızlık veren yer
Zât-ı Hayy-ı Kayyûm : hayatı ezelî ve ebedî olup her canlıya hayat veren ve Kendi varlığı için hiçbir sebebe bağlı olmayıp her şeyi ayakta tutan Zât, Allah
Yükleniyor...