Hem kemâl-i intizamla bu kadar hassas duyguları ve hissiyatları ve gayet muntazam bu mânevî lâtifeleri ve bâtınî hâsseleri bu cismimde derc etmekle beraber, gayet san’atlı bu cihazatı ve cevârihi ve hayat-ı insaniyece gayet lüzumlu ve mükemmel bu kadar âzâ ve âletleri bu vücudumda kemâl-i hikmetle yaratmış. Tâ ki, nimetlerinin bütün nevilerini ve umum çeşitlerini bana tattırsın ve ihsas etsin ve hadsiz tecelliyat-ı esmâsının ayrı ayrı zuhurlarını o duygular ve hissiyatla ve hassasiyetle bana bildirsin, zevk ettirsin ve bu ehemmiyetsiz görünen hakir ve fakir vücûdumu, her mü’minin vücudu gibi kâinata bir güzel takvim ve rûznâme ve âlem-i ekbere muhtasar bir nüsha-i enver ve şu dünyaya bir misal-i musağğar ve masnuatına bir mu’cize-i azhar ve nimetlerinin her nev’ine talip bir müşteri ve medar ve rububiyetinin kanunlarına ve icraat tellerine santral gibi bir mazhar ve hikmet ve rahmet atiyelerine ve çiçeklerine nümune bahçesi gibi bir liste, bir fihriste ve hitabât-ı Sübhâniyesine anlayışlı bir muhatap yaratmış olmakla beraber, en büyük bir nimet olan vücudu, bu vücudumda büyütmek ve çoğaltmak için hayatı verdi. Ve o hayatla o nimet-i vücudum âlem-i şehadet kadar inbisat edebiliyor.

Hem insaniyeti verdi. O insaniyetle o nimet-i vücut mânevî ve maddî âlemlerde inkişaf ederek insana mahsus duygularla o geniş sofralardan istifade yolunu açtı. Hem İslâmiyeti bana ihsan etti. O İslâmiyetle o nimet-i vücut âlem-i gayb ve şehadet kadar genişlendi. Hem iman-ı tahkikîyi in’âm etti. O imanla o nimet-i vücud, dünya ve âhireti içine aldı.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Üçüncü Şuâ / Sonraki Risale: Altıncı Şuâ
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âlem-i ekber : en büyük âlem
âlem-i gayb ve şehadet : görünmeyen ve görünen âlemler
âlem-i şehadet : görünen âlem, dünya
atiyye : hediye, bağış, ihsan
âzâ : uzuvlar, organlar
bâtınî : insanın içinde bulunan, içsel
cevârih : organlar
cihazat : cihazlar, organlar
derc etmek : yerleştirmek
ehemmiyetsiz : önemsiz
fihriste : bir şeyin ana özelliklerinin sıralandığı liste
gayet : son derece
hadsiz : sınırsız
hakir : değersiz
hâsse : duygu, his
hayat-ı insaniye : insan hayatı
hikmet : bir gaye ve faydaya yönelik olarak, mânâlı ve tam yerli yerinde olma
hissiyat : hisler, duygular
hitâbât-ı Sübhâniye : her türlü kusur ve noksanlıktan uzak olan Allah’ın kendine has hitap ve konuşmaları
ihsan etmek : bağışlamak
ihsas etmek : hissettirmek
iman-ı tahkikî : araştırma ve incelemeye dayanan iman
in’am etmek : nimet vermek
inbisat etme : genişleme, yayılma
inkişaf etmek : açığa çıkmak
istifade : faydalanma
kâinat : evren
kemâl-i hikmet : mükemmel bir hikmet; herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması
kemâl-i intizam : kusursuz derecede düzenli olma
lâtife : insan ruhunda bulunan ince duygu
marifet : Allah’ı tanıma, bilme
masnuat : san’at eseri varlıklar
mazhar : erişme, nail olma
medar : eksen
misal-i musağğar : küçültülmüş nümune
mu’cize-i azhar : çok zahir ve açık mu’cize
muhabbet : sevgi
muhtasar : kısa, özet
muntazam : düzenli, intizamlı
nev’ : tür
nimet-i vücud : varlık nimeti
nüsha-i enver : en nurlu nüsha, kopya
rahmet : İlâhî şefkat, merhamet
Rububiyet : Allah’ın bütün varlık âlemini kuşatan egemenliği, yaratıcılığı, idaresi ve terbiyesi
rûznâme : günlük, olayların zaman sırasına göre yazıldığı defter, takvim
tecelliyât-ı esmâ : Allah’ın isimlerinin tecellileri, yansımaları
umum : bütün
vücud : beden
zuhur : belirme, açığa çıkma
Yükleniyor...