Yine üstadım olan 1 حَسْبُنَا اللّٰهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ âyetine müracaat ettim. Dedi: “Sana hayatı veren Zât-ı Hayy-ı Kayyûma göre hayata bak”

Ben de baktım, gördüm ki hayatımın bana bakması bir ise, Zât-ı Hayy ve Muhyîye bakması yüzdür. Bana ait neticesi bir ise, Hâlıkıma ait bindir. O cihet uzun zaman, belki zaman istemez; bir an yaşaması yeter. Bu hakikat Risale-i Nur’un risalelerinde bürhanlar ile izah edildiğinden, burada dört mesele içinde kısa bir hülâsası beyan edilecek.

Birinci mesele

Hayatın mahiyeti ve hakikatı Hayy-ı Kayyûma baktığı cihetle baktım. Gördüm ki mahiyet-i hayatım esmâ-i İlâhiyenin definelerini açan anahtarların mahzeni ve nakışlarının bir küçük haritası ve cilvelerinin bir fihristesi ve kâinatın büyük hakikatlerine ince bir mikyas ve mizan ve Hayy-ı Kayyûmun mânidar ve kıymettar isimlerini bilen, bildiren, fehmedip tefhim eden yazılmış bir kelime-i hikmettir anladım. Ve hayatın bu tarzdaki hakikati bin derece kıymet kazanıyor ve bir saat devamı bir ömür kadar ehemmiyet alır. Zamanı olmayan Zât-ı Ezeliyeye münasebeti cihetinde uzun ve kısalığına bakılmaz.

İkinci mesele

Hayatın hakiki hukukuna baktım. Gördüm ki:

Hayatım Rabbânî bir mektuptur; kardeşlerim olan zîşuur mahlûkata kendini okutturur, Yaratanı bildirir bir mütalâagâhtır.

Hem Hâlıkımın kemâlâtını teşhir eden bir ilânnâmeliktir.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : “Allah bize yeter; O ne güzel vekildir.” Âl-i İmrân Sûresi, 3:173.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Üçüncü Şuâ / Sonraki Risale: Altıncı Şuâ
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

beyan etmek : açıklamak
bürhan : güçlü delil, sarsılmaz kanıt
cihet : şekil, yön
cilve : görüntü, yansıma
ehemmiyet : önem
esmâ-i İlâhiye : Allah’ın isimleri
fehmetmek : anlamak
fihriste : içindekiler, indeks
hakikat : doğru, gerçek
hakikî : gerçek, doğru
Hâlık : her şeyi yaratan Allah
Hayy-ı Kayyûm : hayatı ezelî ve ebedî olup her canlıya hayat veren ve Kendi varlığı hiçbir sebebe bağlı olmayıp her şeyi ayakta tutan Allah
hülâsa : öz, özet
ihsan etmek : bağışlamak
ilânnâme : ilân belgesi
izah etmek : açıklamak
kâinat : evren
kelime-i hikmet : hikmet ifade eden kelime, söz
kemâlât : mükemmel özellikler
kıymettar : değerli
mahiyet : nitelik, asıl özellik
mahiyet-i hayat : hayatın niteliği, esası, içyüzü
mahlukât : varlıklar
mahzen : depo
mânidar : mânâlı, anlamlı
mikyas : ölçü
mizan : ölçü, denge
münasebet : bağlantı, ilgi
mütalâagâh : dikkatlice okuma ve inceleme alanı
müteellimâne : elem çekerek, acı duyarak
Rabbanî : her bir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri veren, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulunduran Allah’a ait
risale : mektup, kitapçık; Risale-i Nur’un bölümlerinden herbiri
tefhim : anlatma
teşhir etmek : sergilemek
Zât-ı Ezeliye : varlığının başlangıcı olmayıp zaman üstü sonsuz olan Zât, Allah
Zât-ı Hayy ve Muhyî : hayatı ezelî ve ebedî olan ve her canlıya hayat veren Allah
Zât-ı Hayy-ı Kayyûm : hayatı ezelî ve ebedî olup her canlıya hayat veren ve Kendi varlığı hiçbir sebebe bağlı olmayıp her şeyi ayakta tutan Zât, Allah
zîşuur : şuur sahibi, bilinçli
Yükleniyor...