Sadisen: İhtilât-ı mutlakla beraber hiç şaşırmadan ve karıştırmadan herbirisi tam bir imtiyaz ve alâmet-i fârika ile o karışık emsâlinde ve karanlık yerlerde, meselâ toprak altındaki tohumlar gibi şaşıran vaziyetlerde o çok kalabalıklı zîhayat makinelerin herbirisinin hiçbir cihazatını noksan bırakmayarak mu’cizatlı bir surette yaratılmaları, güneş gibi ilm-i ezelîye delâlet ve gündüz gibi Kadîr-i Mutlak ve Alîm-i Mutlakın hallâkıyetine, rububiyetine şehadet ederler. Risale-i Nur’daki tafsilâta havale edip bu pek uzun kıssayı kısa kesiyoruz.

Şimdi Hülâsatü’l-Hülâsadaki “irade” meselesine başlıyoruz:

اَللّٰهُ اَكْبَرُ مِنْ كُلِّ شَىْءٍ قُدْرَةً وَعِلْمًا اِذْ هُوَ الْمُرِيدُ لِكُلِّ شَىْءٍ، مَا شَاءَ اللّٰهُ كَانَ وَمَالَمْ يَشَأْ لَمْ يَكُنْ؛ اِذْ تَنْظِيمُ اِيجَادِ الْمَصْنُوعَاتِ ذَاتًا وَصِفَاتٍ وَمَاهِيَّةً وَهُوِيَّةً مِنْ بَيْنِ اْلاِمْكَانَاتِ الْغَيْرِ الْمَحْدُودَةٍ وَالطُّرُقِ الْعَقِيمَةِ وَاْلاِحْتِمَالاَتِ الْمُشَوَّشَةِ وَاْلاَمْثاَلِ الْمُتَشَابِهَةِ وَمِنْ بَيْنِ سُيُولِ الْعَنَاصِرِ الْمُتَشَاكِسَةِ بِهَذَا النِّظَامِ اْلاَدَقِّ اْلاَرَقِّ وَتَوْزِينُهَا بِهَذَا الْمِيزَانِ الْحَسَّاسِ الْجَسَّاسِ وَتَمْيِيزُهَا بِهَذِهِ اْلاَمْثاَلِ الْمُتَشَابِهَةِ وَالتَّعَيُّناَتِ الْمُزَيَّنَةِ الْمُنْتَظَمَةِ وَخَلْقُ الْمَخْلُوقَاتِ الْمُنْتَظَمَاتِ الْحَيَوِيَّةِ مِنَ الْبَسِيطِ الْجَامِدِ الْمَيِّتِ كَاْلاِنْسَانِ بِجِهَازَاتِهِ مِنَ النُّطْفَةِ وَالطَّيْرِ بِجَوَارِحِهِ مِنَ الْبَيْضَةِ وَالشَّجَرَةِ بِاَعْضَاۤئِهَا مِنَ النُّوَاةِ وَالْحَبَّةِ تَدُلُّ عَلٰۤى اَنَّ كُلَ شَىْءٍ بِاِرَادَتِهِ تَعَاليَ وَاِخْتِيَارِهِ وَقَصْدِهِ وَمَشِيئَتِهِ سُبْحَانَهُ كَمَا اَنَّ تَوَافُقَ اْلاَشْيَاءِ فِى اَسَاسَاتِ اْلاَعْضَاءِ النَّوْعِيَّةِ وَالْجِنْسِيَّةِ يَدُلُّ عَلٰۤى اَنَّ صَانِعَ تِلْكَ اْلاَفْرَادِ وَاحِدٌ اَحَدٌ كَذَلِكَ اَنَّ تَمَايُزَهَا بِالتَّعَيُّناَتِ الْمُنْتَظَمَةِ وَالتَّشَخُّصَاتِ الْمُتَمَايِزَةِ يَدُلُّ عَلٰۤى اَنَّ ذَلِكَ الصَّانِعَ الْوَاحِدَ اْلاَحَدَ فَاعِلٌ مُخْتَارٌ يَفْعَلُ مَا يَشَاءُ وَيَحْكُمُ مَا يُرِيدُ
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Beşinci Şuâ / Sonraki Risale: Birinci Şuâ
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

ahvâl : haller, davranışlar
alâmet-i fârika : ayırıcı özellik, işaret
Alîm-i Mutlak : bilgisi herşeyi kuşatan, sınırsız ilim sahibi olan Allah
Allâmü’l-Guyûb : gayb âlemini ve herşeyi bilen ve ilminden hiçbir şey gizli kalmayan Allah
cihazat : cihazlar, âletler
cihet : yön, taraf
delâlet : delil olma, işaret etme
emsâl : benzerler, denkler
hadsiz : sonsuz, sınırsız
hallâkiyet : yaratıcılık
hülâsatü’l-hülâsa : Yedinci Şuâ olan Âyetü’l-Kübrâ Risalesinin özetinin özeti mahiyetinde, Arapça olarak yazılan tefekkürî bir eser
ihata : kapsama, kuşatma
ihtilât-ı mutlak : tam bir karışıklık
ilm-i ezelî : Allah’ın herşeyi ve bütün zamanları kuşatan sonsuz ilmi
imtiyaz : ayrıcalık
irade : dileme, tercih, istek
Kadîr-i Mutlak : herşeye gücü yeten, sınırsız güç ve kudret sahibi Allah
mevcudat : varlıklar
mu’cizât : mu’cizeler, bir benzerini yapma konusunda başkalarını âciz bırakan olağanüstü şeyler
muhit : kapsayıcı, kuşatıcı
nihayetsiz : sonsuz
rububiyet : Rablık; herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri vermesi, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulundurması
sadisen : altıncı olarak
suret : biçim, şekil
şehadet : şahitlik, tanıklık
tafsilât : ayrıntılar
zîhayat : canlı, hayat sahibi
Yükleniyor...