Bu fıkra, irade-i İlâhiyenin delillerinden pek çok küllî hüccetleri ihtiva eden birtek küllî ve uzun delildir. Meâlinin kısa bir tercümesi içinde irade ve ihtiyar ve meşîet-i İlâhiyeyi gayet kat’î ispat eden bir delili beyan ederiz. Hem ilm-i İlâhînin bütün mezkûr delilleri, aynen iradenin dahi delilidir. Çünkü, her masnûda ilim ve iradenin beraber cilveleri, eserleri görünüyor.

Bu Arabî fıkranın kısaca meâli: Yani, herşey Onun irade ve meşîetiyle olur. İstediği olur, istemediği olmaz. Her ne isterse yapar. İstemezse hiçbirşey olmaz. Bir hüccet şudur: Görüyoruz ki, bu masnuatın herbiri muayyen zâtı, mahsus sıfatı, ayrı hususî mâhiyeti, mümtaz fârikasureti, hadsiz imkânat ve başka tarzlarda olabilir.

Teşvişçi ihtimalât içinde, neticesiz çok yollarda ve sel gibi akan ve karıştıran ve birbirine zıt unsurların müdahaleleri içinde ve sehiv ve iltibasa sebebiyet veren ve birbirine benzeyen emsalleri içinde bu karma karışık hallere karşı, o herbir masnuu ince, tam, düzgün bir nizam altına almak ve hassas, cessas, mükemmel bir ölçü ve mizanla her uzvunu ve cihazını tartmak, takmak ve yüzüne süslü, düzgün bir sima, bir teşahhus vermek ve birbirine muhalif âzâlarını basit, câmid, ölü bir maddeden zîhayat olarak gayet san’atlı yaratmak, meselâ insanı ayrı ayrı yüz cihazatıyla bir katre sudan icad etmek ve kuşu pekçok âlât ve muhtelif cihazlarıyla bir basit yumurtadan inşa edip mu’cizatlı suret giydirmek ve ağacı dal, budak ve mütenevvi âzâ ve eczasıyla basit, câmid karbon, azot, müvellidülmâ, müvellidülhumuzadan terekküp eden bir küçük çekirdekten çıkarmak, muntazam, meyveli bir şekil giydirmek,..
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Beşinci Şuâ / Sonraki Risale: Birinci Şuâ
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âlât : âletler, organlar
Arabî : Arapça
âzâ : uzuvlar, organlar
bedahet : ap açıklık
beyan : açıklama
câmid : cansız
cessas : araştıran, meraklı
cihazat : cihazlar, âletler
cilve : görüntü
ecza : kısımlar, bölümler
emsal : benzerler
fârika : ayırıcı özellik; birbirine benzememe özelliği
hadsiz : sonsuz, sınırsız
hususî : özel
hüccet : güçlü delil, kanıt
icad etmek : var etmek, yaratmak
ihtimâlât : ihtimaller
ihtivâ : içerme, içine alma
ihtiyar : irade, seçme gücü, tercih
ilm-i İlâhî : Allah’ın herşeyi kuşatan ilmi
iltibas : karıştırma
imkânat : imkânlar, olabilirlikler
irade/irade-i İlâhiye : Allah’ın iradesi, dilemesi
kat’î : kesin
katre : damla
küllî : genel, kapsamlı
mahiyet : özellik, nitelik, iç yapı
mahsus : özel, özgü
masnû : sanat eseri varlık
masnuat : san’at eseri varlıklar
meâl : açıklama, anlam
meşîet : dileme, irade, istek
meşîet-i İlâhiye : Allah’ın iradesi, isteği
mezkûr : anılan, sözü geçen
mizan : ölçü, tartı
mu’cizât : mu’cizeler, bir benzerini yapma konusunda başkalarını âciz bırakan olağanüstü şeyler
muayyen : belirlenmiş
muhalif : aykırı, zıt
muhtelif : çeşitli, değişik
muntazam : düzenli
müdahale : karışma
mümtaz : seçkin, üstün
mütenevvi : çeşitli
müvellidülhumuza : oksijen
müvellidülmâ : hidrojen
nizam : düzen
sebebiyet : sebep olma
sehiv : yanılma, şaşırma
suret : biçim, görünüş, yüz
terekküp : meydana gelme, oluşma
teşahhus vermek : şahsiyet, kişilik vermek
teşviş : karıştırma, karmakarışık etme
unsur : madde, elementler
uzuv : organ
vücub : zorunluluk, gereklilik
zaruret : zorunluluk, mecburiyet
zîhayat : canlı, hayat sahibi
Yükleniyor...