Yedincisi: Bu sırada dahilde o kadar dahilî, haricî heyecanlı parti cereyanları varken ve bundan tam istifade etmek, yani mahdut birkaç arkadaşına bedel çok diplomatları kendisine taraftar kazanmak için zemin hazır iken, sırf siyasete karışmamak ve ihlâsına zarar vermemek ve hükûmetin nazarını kendine celb etmemek ve dünya ile meşgul olmamak için, bütün arkadaşlarına yazıp ki, “Sakın cereyanlara kapılmayınız, siyasete girmeyiniz, âsâyişe dokunmayınız” dediği ve iki cereyan bu çekinmesinden ona zarar verdikleri, eskisi evhamından, yenisi de “Bize yardım etmiyor” diye ona çok sıkıntı verdikleri halde, ehl-i dünyanın dünyalarına hiç karışmayıp kendi âhiretiyle meşgul olan ve memleketinde, Nurs karyesinde öz kardeşine yirmi iki sene zarfında birtek mektup yazmayan ve o vilâyetlerdeki dostlarına yirmi senede on mektup yazmayan bir bîçareye, onun âhiret meşguliyetine bu kadar ilişmeye hangi kanun müsaade ediyor?

Vatana ve millete ve ahlâka çok zararlı olan dinsizlerin kitaplarının intişarına ve komünistlerin neşriyatına serbestiyet kanunuyla ilişilmediği halde, üç mahkeme medar-ı mes’uliyet olacak içinde hiçbir maddeyi bulmayan ve millet ve vatanın hayat-ı içtimaiyesini ve ahlâkını ve âsâyişini temine yirmi seneden beri çalışan ve bu milletin hakikî bir nokta-i istinadı olan âlem-i İslâmın uhuvvetini ve bu millete dostluğunu iadeye ve o dostluğu takviyesine tesirli bir surette çabalayan ve Diyanet Riyasetinin uleması tenkit niyetiyle, Dahiliye Vekilinin emriyle, üç ay tetkikten sonra, tenkit etmeyerek, tam kıymetini takdir edip “kıymettar eser” diye diyanet kütüphanesine konulan Zülfikar ve Asâ-yı Mûsâ gibi ve-Kabr-i Peygamberî (Aleyhissalâtü Vesselâm) üzerinde alâmet-i makbuliyet olarak Asâ-yı Mûsâ mecmuasını hacılar gördükleri halde-Nur eczalarını evrak-ı muzırra gibi toplayıp mahkeme eline vermek, acaba hiçbir kanun, hiçbir vicdan, hiçbir insaf buna müsaade eder mi?
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: On Üçüncü Şuâ / Sonraki Risale: Beşinci Şuâ
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âhiret : öteki dünya, öldükten sonraki sonsuz hayat
âlem-i İslâm : İslâm âlemi
âsâyiş : bir yerin düzen ve güvenlik içinde bulunması durumu, düzenlilik, güvenlik
bîçare : çaresiz, zavallı
celb etme : çekme
cereyan : akım, hareket
dahilî : içe ait
diplomat : memleket ve millet meseleleri hakkında siyasî söz sahibi
ehl-i dünya : dünyaya dalıp, âhireti düşünmeyenler
evham : kuruntular, şüpheler
evrad : virdler; zikirler
hakikî : asıl, gerçek
haricî : dışa ait
havali : çevre, dolay, yöre
hayat-ı içtimaiye : sosyal hayat
hizmetkâr : hizmetçi
hüsn-ü zan : güzel düşünce
ihlâs : samimiyet, ibadet ve davranışlarda sadece Allah rızasını gözetme
intişar : yayılma
istifade etmek : faydalanmak, yararlanmak
kat’i : şüphesiz, kesin
mahdut : sınırlı
medar-ı mes’uliyet : sorumluluk sebebi
medhetme : övme
münzevî : bir köşeye çekilip ibadetle uğraşan, vaktini ibadetle geçiren
nazar : bakış, dikkat
neşriyat : yayma, yayın
nokta-i istinad : dayanak noktası
serbestiyet : serbestlik
şahs-ı manevî : mânevî kişilik, kollektif kişilik
şakirt : öğrenci, talebe
taarruz : saldırı
taharrî : araştırma, inceleme
tevehhüm : zannetme, kuruntuya kapılma
vâiz : vaaz eden
vilâyet : il
zarfında : içinde
zemin : ortam
ziyade : fazla, çok
Yükleniyor...