İddianamede sebeb-i ittiham ikinci mesele: Üç mahkemede ondan beraat kazandığımız ve kırk sene evvel bir hadîsin harika te’vilini beyan ederken, cin ve insin Şeyhülislâmı Zembilli Ali Efendinin “Şapkayı şaka ile dahi başa koymaya hiç bir cevaz yok” demesiyle beraber, bütün şeyhülislâmlar ve bütün ulema-i İslâm cevazına müsaade etmedikleri halde, avâm-ı ehl-i iman onu giymeye mecbur olduğu zaman, o büyük allâmelerin adem-i müsaadeleri ile, onlar tehlikede, yani ya dinini bırakmak, ya isyan etmek vaziyetinde iken, kırk sene evvel Beşinci Şuânın bir fıkrası, “Şapka başa gelecek, secdeye gitme diyecek. Fakat baştaki iman o şapkayı da secdeye getirecek, inşaallah Müslüman edecek” demesiyle, avâm-ı ehl-i imanı hem isyan ve ihtilâlden, hem ihtiyarıyla imanını ve dinini bırakmaktan kurtardığı; ve hiçbir kanun münzevîlere böyle şeyleri teklif etmediği; ve yirmi senede altı hükûmet beni onu giymeye mecbur etmediği; ve bütün memurlar dairelerinde ve kadınlar ve çocuklar ve camidekiler ve ekser köylüler onu giymeye mecbur olmadıkları; ve şimdi resmen askerin başından kalktığı; ve örme ve bere çok vilâyetlerde yasak olmadığı halde, hem benim, hem kardeşlerimin bir sebeb-i ittihamımız gösterilmiş. Acaba dünyada hiçbir kanun, hiçbir maslahat, hiçbir usul bu pek mânâsız ittihamı bir suç sayabilir mi?

Üçüncü medar-ı ittiham: Emirdağı’nda emniyeti ihlâle teşviktir. Buna karşı itiraz ise:

Evvelâ: Buradaki mahkemeye, hem Ankara’nın altı makamatına bu mahkemenin malûmat ve müsaadesiyle verilen ve cerh edilmeyen itiraznamedir. Onu aynen şimdi iddianameye karşı itiraz olarak izhar ediyorum.

Saniyen: Emirdağı’nda, orada bütün benimle konuşan zâtların şehadetleriyle ve ahalinin ve zabıtanın tasdikiyle, beraatimden sonra bütün kuvvetimle inzivamda dünya siyasetine karışmaktan çekinmişim. Hattâ telifi ve muhabereyi de bırakmıştım. Yalnız tekrarat-ı Kur’âniye ve meleklere dair iki nükteden başka telif etmedim. Ve haftada bir mektup bir yere Nurlara teşvik için yazardım. Hattâ müftü olan öz kardeşime ve yirmi sene yanımda talebelik eden ve beni çok merak eden ve bayram tebrikleri yazan o biraderime üç senede üç dört mektup yazdım.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: On Üçüncü Şuâ / Sonraki Risale: Beşinci Şuâ
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

adem-i müsaade : müsaade etmeme, izin vermeme
ahali : halk
allâme : büyük âlim
avâm-ı ehl-i iman : mü’minler kitlesi, inançlı halk tabakası
beraat : temize çıkma, suçsuz olduğunun anlaşılması
birader : kardeş
cerbeze : hakkı bâtıl, bâtılı hak gösterecek derecede aldatma
cerh etme : yaralama
ekser : çoğunluk
evvelâ : ilk olarak, öncelikle
fıkra : kısa yazı
iddianame : savcının bir dava konusunda hazırladığı iddia ve delilleri içine alan yazısı
ihlâl : bozma, karıştırma
ihtilâl : ayaklanma, başkaldırma
ihtiyar : irade, dileme, tercih
inkılâb : değişim, dönüşüm
inşaallah : Allah isterse
inziva : yalnız başına bir yere çekilip dünya işleriyle uğraşmama
itirazname : itiraz kâğıdı, itiraz dilekçesi
ittiham : suçlama
izhar etmek : göstermek, açığa çıkarmak
makamat : makamlar, konuyla ilgili yerler
malûmat : bilgi
maslahat : fayda
medar-ı ittiham : suçlama sebebi, kaynağı
muhabere : haberleşme
münzevî : bir köşeye çekilip ibadetle uğraşan, vaktini ibadetle geçiren
nakarat : çok sık tekrarlanmasından dolayı bıkkınlık veren söz
nükte : ince ve derin anlamlı söz
nüsha : kopya
saniyen : ikinci olarak
sebeb-i ittiham : suçlama sebebi
secde : alın üzeri yere kapanmak
şehadet : şahitlik, tanıklık
tasdik : doğrulama, onaylama
teklif etme : önerme
tekrarat-ı Kur’âniye : Kur’ân’daki tekrarlar
telif : yazma
teşvik : şevklendirme
teşvik : şevklendirme, isteklendirme
vilâyet : il
zarfında : içinde
Yükleniyor...