Hayat-ı içtimaiye-i insaniyenin, hususan millet-i İslâmiyenin üssü’l-esası, akrabalar içinde samimâne muhabbet ve kabile ve taifeler içinde alâkadarâne irtibat ve İslâmiyet milliyetiyle mü’min kardeşlerine karşı, mânevî, muavenetkârâne bir uhuvvet ve kendi cinsi ve milletine karşı fedakârâne bir alâka ve hayat-ı ebediyesini kurtaran Kur’ân hakikatlerine ve nâşirlerine sarsılmaz bir rabıta ve iltizam ve bağlılık gibi, hayat-ı içtimaiyeyi esasıyla temin eden bu rabıtaları inkâr etmekle ve şimaldeki dehşetli anarşistlik tohumunu saçan ve nesil ve milliyeti mahveden ve herkesin çocuklarını kendine alıp karâbet ve milliyeti izale eden ve medeniyet-i beşeriyeyi ve hayat-ı içtimaiyeyi bütün bütün bozmaya yol açan kızıl tehlikeyi kabul etmekle ancak Nur şakirtlerine medar-ı mes’uliyet cemiyet namını verebilir. Onun için, hakikî Nur şakirtleri, çekinmeyerek Kur’ân hakikatlerine karşı kudsî alâkalarını ve uhrevî kardeşlerine karşı sarsılmaz irtibatlarını izhar ediyorlar. O uhuvvet sebebiyle gelen herbir cezayı memnuniyetle kabul ettiklerinden, mahkeme-i âdilenizde hakikat-i hali olduğu gibi itiraf ediyorlar. Hile ile, dalkavuklukla ve yalanlarla kendilerini müdafaaya tenezzül etmiyorlar.

Mevkuf
Said Nursî
• • •
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: On Üçüncü Şuâ / Sonraki Risale: Beşinci Şuâ
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

cemiyet : topluluk, dernek
dalkavukluk : yağ çekme, yaltaklanma
hakikat : doğru gerçek
hakikat-i hâl : işin aslı, gerçeği
hakikî : gerçek, asıl
hayat-ı içtimaiye : sosyal hayat
irtibat : bağ, ilişki
izale : giderme
izhar : gösterme, açığa çıkarma
karâbet : yakınlık
kudsî : her türlü kusur ve noksandan uzak, kutsal
mahkeme-i âdile : adaletli mahkeme
mahveden : yok eden
medar-ı mes’uliyet : mesuliyet, sorumluluk sebebi
medeniyet-i beşeriye : insanlığın medeniyeti
mevkuf : tevkif edilmiş, tutuklu
müdafaa : savunma
nam : ad, ünvan
şakirt : öğrenci, talebe
tenezzül etme : alçalma
uhrevî : ahirete ait
uhuvvet : kardeşlik
Yükleniyor...