Rabian: Taşköprülü Sadık Beyin mukaddimesini istinsah için Sabri’ye vermiştim. Eğer yazılmışsa, tashihten geçen parça ona gönderilecek. Yeni yazılan bir sureti bana gönderilsin. Hem Sadık’ın manzumeciği yanımda bir sureti var; sizde yoksa göndereceğim.
Evvelâ: Hem sizin, hem hapisteki arkadaşlarınızın bayramınızı tebrik ederiz. Sizle bayramlaşanı, aynen benimle bayramlaşmış gibi kabul ediyorum. Ve umumuyla bizzat bayram ziyaretini yapmışım gibi biliniz, bildiriniz.
Saniyen: Sebepsiz kalın demir sobamın parçalanmasıyla verdiği haber ve biz dahi o işarete binaen tam bir ihtiyat ve temkinle geçen fırtınacık, yüzden bire indi, barut ateş almadı. Şimdi yine, sebepsiz mataramın acîp bir tarzda küçücük parçalara inkısam etmesi, bize tekrar tam bir temkine ve tahammüle ve ihtiyata sarılmamızın lüzumunu haber veriyor. Aldığım mânevî bir ihtarla, gizli münafıklar, dindarlara karşı namazsız sefahetçileri ve mürted komünistleri istimal etmek istiyorlar; hattâ parmaklarını buraya da sokmuşlar.
Bir Hâşiyecik: Dün kalbimde bir ferah ve sevinç vardı. Birden baktım, Nurs’taki kardeşim, Nurs’un balını bir matara içinde sekiz ay evvel bana, Emirdağı’na göndermişti. Dün de Emirdağ’ından bana geldi. “Aman bana çabuk getirin” dedim. Bekledim, gelmedi. O sevinç bir hiddete döndü. Yüz matara kadar yanımda kıymetli bulunan o ballı matarayı yabanî ellere verip çarşıya gönderilmesi sebep olup, o matara da birden bire kırıldı. Kırk sekiz seneden beri görmediğim Nurs köyümün, meskat-i re’simin bir teberrükü olan o tatlıdan, bayram tatlısı olarak herbir kardeşim bir parçacığını tatsın diye bir miktar gönderdim.
Said Nursî
• • •
Aziz, sıddık kardeşlerim;Evvelâ: Hem sizin, hem hapisteki arkadaşlarınızın bayramınızı tebrik ederiz. Sizle bayramlaşanı, aynen benimle bayramlaşmış gibi kabul ediyorum. Ve umumuyla bizzat bayram ziyaretini yapmışım gibi biliniz, bildiriniz.
Saniyen: Sebepsiz kalın demir sobamın parçalanmasıyla verdiği haber ve biz dahi o işarete binaen tam bir ihtiyat ve temkinle geçen fırtınacık, yüzden bire indi, barut ateş almadı. Şimdi yine, sebepsiz mataramın acîp bir tarzda küçücük parçalara inkısam etmesi, bize tekrar tam bir temkine ve tahammüle ve ihtiyata sarılmamızın lüzumunu haber veriyor. Aldığım mânevî bir ihtarla, gizli münafıklar, dindarlara karşı namazsız sefahetçileri ve mürted komünistleri istimal etmek istiyorlar; hattâ parmaklarını buraya da sokmuşlar.
Bir Hâşiyecik: Dün kalbimde bir ferah ve sevinç vardı. Birden baktım, Nurs’taki kardeşim, Nurs’un balını bir matara içinde sekiz ay evvel bana, Emirdağı’na göndermişti. Dün de Emirdağ’ından bana geldi. “Aman bana çabuk getirin” dedim. Bekledim, gelmedi. O sevinç bir hiddete döndü. Yüz matara kadar yanımda kıymetli bulunan o ballı matarayı yabanî ellere verip çarşıya gönderilmesi sebep olup, o matara da birden bire kırıldı. Kırk sekiz seneden beri görmediğim Nurs köyümün, meskat-i re’simin bir teberrükü olan o tatlıdan, bayram tatlısı olarak herbir kardeşim bir parçacığını tatsın diye bir miktar gönderdim.
Said Nursî
• • •
Önceki Risale: On Üçüncü Şuâ / Sonraki Risale: Beşinci Şuâ