بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ 1
Aziz, sıddık kardeşlerim; İki üç defadır ehemmiyetli bir hâlet-i ruhiye bana ârız oluyor. Aynı otuz sene evvel İstanbul’da beni Yûşâ Dağına çıkarıp İstanbul’un, Dârü’l-Hikmetin cazibedar hayat-ı içtimaiyesini bıraktırıp, hattâ İstanbul’da bulunan Nurun birinci şakirdi ve kahramanı olan merhum Abdurrahman’ı dahi zarurî hizmetimi görmek için de yanıma almaya müsaade etmeyen ve Yeni Said mahiyetini gösteren acîp inkılâbât-ı ruhînin bir misli, şimdi mukaddematı bende başlamış. Üçüncü bir Said ve bütün bütün târik-i dünya olarak zuhuruna bir işaret tahmin ediyorum. Demek Nurlar ve kahraman şakirtleri benim vazifelerimi yapacaklar; daha bana hiç ihtiyaç kalmamış. Zaten Nurun herbir câmi’ cüz’ü ve sarsılmayan hâlis şakirtlerinin herbirisi, benden daha mükemmel ders verir.
Said Nursî
• • •

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ 1
Evvelâ: Ben bazı emarelerle tahmin ederim ki, neşredilen mecmualarımızdan en ziyade Rehbere ehemmiyet veriyorlar. Ben zannederim ki: Hüve Nüktesi gizli zındık düşmanlarımızın bellerini kırmış, onların istinadgâhı olan tabiat tâğûtunu dağıtmış. Kesif toprakta bir derece saklayabilirken şeffaf havada, Hüve Nüktesinden sonra hiçbir cihetle o tâğûtu saklamak imkânı kalmamış ki, küfr-ü inadî ve temerrüd-ü irtidadî sebebiyle adliyeyi aldatıp aleyhimize sevk ediyorlar. İnşaallah Nurlar adliyeleri lehine çevirip onların bu hücumunu dahi akîm bırakacaklar.

Saniyen: Bu sırada, hem Ehl-i Sünnet gazetesi, hem buranın gazetesi, hem Zübeyir’in hararetli mukabelesi, Nurlarla iştigalleri güzel bir ilânat hükmüne geçtiler. Benim bedelime, benim hoşuma giden bize dair bahislerine bakınız, bana bildiriniz.
Said Nursî
• • •

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Her türlü kusur ve noksandan uzak olan Allah’ın adıyla.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: On Üçüncü Şuâ / Sonraki Risale: Beşinci Şuâ
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

acip : şaşırtıcı, garip
akîm : neticesiz, sonuçsuz
aziz : izzetli, şerefli, çok değerli
bahis : konu
câmi’ : kapsamlı, içine alan
cihet : şekil, yön
cüz’ : kısım, parça
emare : belirti, işaret
evvelâ : ilk olarak
hâlis : samimi, içten
hücum : saldırı
Hüve Nüktesi : On Üçüncü Sözden bir bölüm
ilânat : ilânlar, duyurular
inkılâbât-ı ruhî : ruhta ve iç yapıdaki değişmeler
inşaallah : Allah’ın izniyle
istinadgâh : dayanak, sığınak
iştigal : meşgul olma, uğraşma
kesif : yoğun, katı
küfr-ü inadî : gerçekleri görmek istememe, inattan kaynaklanan küfür
mahiyet : esas nitelik, içyapı
mecmua : kitap
merhum : rahmete kavuşmuş, vefat etmiş
mukabele : karşılık
mukaddemât : başlangıçlar, öncü birlikler
müsaade etme : izin verme
neşretme : yayımlama
saniyen : ikinci olarak
sevk etme : gönderme
sıddık : çok doğru ve bağlı
şakirt : öğrenci, talebe
tâğut : ibadet edilen bâtıl şey, put
târik-i dünya : dünyayı terk eden
temerrüd-ü irtidâdî : dinden çıkıp dine karşı direniş göstermek
zındık : dinsiz
ziyade : çok
zuhur : görünme, ortaya çıkma
Yükleniyor...