بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ 1
Aziz, sıddık kardeşlerim; İki saat zarfında iki acip ve lâtif, zâhiren küçük, hakikaten ehemmiyetli iki hâdiseyi size yazmak ihtarı aldım.

Birincisi: Nurun iki namzet talebesine Rehberden Leyle-i Kadirde ihtar edilen meseleyi okudum. Âhirinde, “Beş on senede medrese hocalarının tahsil derecelerini, Nur şakirtleri on haftada kazanır” dediğim aynı dakikada kalbe geldi ki:

Eski Said’in, on beş yaşında iken medrese usulünce on beş senede okunan ilmi, on beş haftada okumaya inâyet-i İlâhiye ile muvaffak olması gibi, rahmet-i Rabbâniye ile, Risale-i Nur dahi, ilm-i hakikatte ve imaniyede on beş seneye mukàbil, bu medresesiz zamanda on beş hafta kâfi geldiğini, bu on beş senede belki on beş bin adam kendi tecrübeleriyle tasdik ediyorlar.

İkincisi: Aynı saatte, ağır penceremiz âdetâ sebepsiz kaplarım ve şişelerim ve yemeklerim üzerine düştü. Biz tahmin ettik ki, hem camlar, hem bütün şişe ve bardaklarım kırıldılar ve içlerindeki taamlar zayi oldular. Halbuki, harika olarak hiç bir kırık ve zayiat olmadı. Yalnız bana hediye gelen pişirdiğim et döküldü. Fakat Nurun namzet yeni talebelerine kısmet olduğu, benim de hediye kabul etmemek olan kaidemi muhafaza ve birinci hâdiseye harikalığıyla tasdik edip imza bastı.
Said Nursî
• • •

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Her türlü kusur ve noksandan uzak olan Allah’ın adıyla.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: On Üçüncü Şuâ / Sonraki Risale: Beşinci Şuâ
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

acip : acayip, tuhaf
âhir : son
aziz : izzetli, şerefli, çok değerli
hâdise : olay
ihtar : hatırlatma, ikaz
ilm-i hakikat : hakikat ilmi
inâyet-i İlâhiye : Allah’ın inâyeti, yardımı
inşaallah : Allah’ın izniyle
itirazname : itiraz dilekçesi, yazısı
kâfi : yeterli
kaide : düstur, prensip
latîf : güzel, hoş
Leyle-i Kadir : Kadir Gecesi; Kur’ân’ın dünya semâsına indirildiği bir Ramazan gecesi
medrese : eskiden ortaöğretim ve yüksek okul seviyesinde bir öğretim kurumu
muhafaza : koruma
mukàbil : karşılık
muvaffak : başarılı
müdafaat : müdafaalar, savunmalar
namzet : aday
rahmet-i İlâhiye : Allah’ın rahmeti, yardımı, şefkatle ilgisi
sehv : yanlış, hata
sıddık : çok doğru ve bağlı
şakirt : öğrenci, talebe
taam : gıda, yiyecek
tahsil : ilim öğrenme, öğrenim
tasdik : doğrulama, onaylama
tecrübe : deneme
teksir : çoğaltma
usul : esas
zâhiren : görünürde
zarfında : içinde
zayi : kayıp, ziyan
zayiat : kayıplar
Yükleniyor...