Hüsrev’in müdafaasıdır.
Afyon Ağırceza Mahkemesine; Makam-ı iddia, iddianamesinde biri küllî, diğeri hususî olarak iki cihetle beni ittiham ediyorlar. Küllî ittihamı, Risale-i Nur’a hizmetim ve Üstadımın mevhum suçuna iştirakimdir.
Hususî ittiham ise, gayet cüz’î ve ehemmiyetsiz ve hakikatte hiçbir suç teşkil etmeyen, inziva ile geçen hayatıma ve hususat-ı şahsiyeme ait hallerdir. İddia makamının Risale-i Nur’a hizmetimden dolayı Üstadımın mevhum suçuna beni iştirak ettirmesine mukàbil derim ki:
Ben Üstadımın gittiği meslekte ve Risale-i Nur’la âlem-i İslâma hususan bu vatana ve bu millete ettiği kudsî hizmetinde kendisine isnad edilen mevhum suçuna ruh u canımla iştirak ediyorum. Ve beni bu hizmet-i imaniyede muvaffak eden Cenâb-ı Hakka âhir ömrüme kadar şükredeceğim.
Muhterem heyet-i hâkime; Nurlara hizmetimde gördüğümüz muvaffakiyetin kat’î bir delili şudur: Benim Kur’ân hattım pek noksan iken, harika bir tarzda, ihtiyar ve iktidarımın pek fevkinde, gayet emsalsiz ve gayet mükemmel bir surette üç Kur’ân’ı yazmaklığımdır. Birisi, elinizdedir.
Önceki Risale: On Üçüncü Şuâ / Sonraki Risale: Beşinci Şuâ



