On İkinci Şuâ

Denizli Mahkemesi Müdafaatından 1

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ 2

Evet, biz bir cemiyetiz ve öyle bir cemiyetimiz var ki, her asırda üç yüz elli milyon dahil mensupları var. Ve her gün beş defa namazla o mukaddes cemiyetin prensiplerine kemâl-i hürmetle alâkalarını ve hizmetlerini gösteriyorlar. 3 اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ اِخْوَةٌ kudsî programıyla birbirinin yardımına, dualarıyla ve mânevî kazançlarıyla koşuyorlar.

İşte, biz bu mukaddes ve muazzam cemiyetin efradındanız. Ve hususi vazifemiz de, Kur’ân’ın imanî hakikatlerini tahkikî bir surette ehl-i imana bildirip, onları ve kendimizi idam-ı ebedîden ve daimî, berzahî haps-i münferitten kurtarmaktır. Sair dünyevî ve siyasî ve entrikalı cemiyet ve komitelerle ve bizim medar-ı ittihamımız olan cemiyetçilik gibi asılsız ve mânâsız, gizli cemiyetle hiçbir münasebetimiz yoktur ve tenezzül etmiyoruz.

• • •

Dünyaya karışmak arzusu bizde bulunsaydı, böyle sinek vızıltısı gibi değil, top güllesi gibi ses ve patlak verecekti. Divan-ı Harb-i Örfîde ve Mustafa Kemal’in hiddetine karşı, divan-ı riyasette, şiddetli ve dokunaklı müdafaa eden bir adam, on sekiz sene zarfında kimseye sezdirmeden dünya entrikalarını çeviriyor diye onu ittiham eden, elbette bir garazla eder.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Üstadımız Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, Denizli Mahkemesi Müdafaanamesine bazı lüzumlu tayy ve ilâveleri yaparak Afyon Mahkemesine—vahdet-i mes’ele münasebetiyle—aynı müdafaanameyi ibraz ettiğinden, bu Denizli Müdafaanamesinin büyük bir kısmını Afyon Mahkemesi Müdafaanamesiyle birleştirmiş ve On Dördüncü Şuâ namını vermiştir.
2 : Her türlü kusur ve noksandan uzak olan Allah’ın adıyla.
3 : “Mü’minler kardeştirler.” Hucurât Sûresi, 49:10.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: On Birinci Şuâ / Sonraki Risale: On Üçüncü Şuâ
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

asır : yüzyıl
berzahî : kabir âlemine ait
cemiyet : topluluk
cemiyetçilik : gizli bir topluluk oluşturma
daimî : devamlı, sürekli
divan-ı riyaset : başkanlık makamı
efrad : fertler, bireyler
ehl-i iman : Allah’a ve Allah’tan gelen her şeye inanan
haps-i münferit : tek başına hapis, hücre hapsi
hiddet : öfke, kızgınlık
hususî : özel
idam-ı ebedî : dirilmemek üzere sonsuz yok oluş
kemâl-i hürmet : tam ve kusursuz saygı
komite : bir maksat için oluşturulan topluluk
kudsî : kutsal
medar-ı ittiham : suçlama sebebi
mensup : bağlı
muazzam : çok büyük
mukaddes : kutsal
müdafaa : savunma
müdafaat : savunmalar
münasebet : bağlantı, ilişki
sair : diğer, başka
suret : biçim, şekil
tahkikî : araştırmayla ve kesin delillere dayandırarak elde edilen
tenezzül : inme, seviyesini düşürme, alçalma
Yükleniyor...