Aziz, sıddık kardeşlerim; Madem âhiret için, hayır için, ibadet ve sevap için, iman ve âhiret için Risale-i Nur ile bağlanmışsınız; elbette bu ağır şerait altında herbir saati yirmi saat ibadet hükmünde ve o yirmi saat ise Kur’ân ve iman hizmetindeki mücahede-i mâneviye haysiyetiyle yüz saat kadar kıymettar ve yüz saat ise böyle herbiri yüz adam kadar ehemmiyetli olan hakikî mücahid kardeşlerle görüşmek ve akd-i uhuvvet etmek, kuvvet vermek ve almak ve teselli etmek ve müteselli olmak ve hakiki bir tesanüdle kudsî hizmete sebatkârâne devam etmek ve güzel seciyelerinden istifade etmek ve Medresetü’z-Zehrânın şakirtliğine liyakat kazanmak için açılan bu imtihan meclisi olan şu medrese-i Yusufiyede tayınını ve kaderce takdir edilen kısmetini almak ve mukadder rızkını yemek ve o yemekte sevap kazanmak için buraya gelmenize şükretmek lâzımdır. Bütün sıkıntılara karşı mezkûr faideleri düşünüp sabır ve tahammülle mukabele etmek gerektir.
Said Nursî

• • •

Kardeşlerim; Ben kalben arzu ederim ki, çelik ve demir gibi sebatkâr Isparta ve civarındakiler gibi metin kahramanlar (Hüsrev’ler, Hâfız Ali’ler gibi) Kastamonu tarafından dahi burada görünsün. Hadsiz şükür ediyorum ki, Kastamonu vilâyeti benim arzumu tam yerine getirdi, müteaddit kahramanları imdadımıza gönderdi. Hayalimde her vakit bulunan, fakat isimlerini yazamadığım için yanınızda fedakâr kardeşlerime birer birer selâm ve selâmetlerine dua ederim.
• • •
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: On İkinci Şuâ / Sonraki Risale: On Dördüncü Şuâ
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âhiret : öteki dünya, öldükten sonraki sonsuz hayat
akd-i uhuvvet : kardeşlik sözleşmesi, anlaşması
aziz : çok değerli, izzetli
beyan : açıklama
ehemmiyetli : önemli
hadsiz : sayısız, sınırsız
hakikî : doğru, gerçek
haysiyetiyle : özelliğiyle
ihtiyat : önlem alma, tedbirli hareket etme
imdad : yardım
istifade : faydalanma, yararlanma
itidal-i dem : soğukkanlılık
kader : Allah’ın meydana gelecek hâdiseleri olmadan önce bilmesi, takdir etmesi, plânlaması
kıymettar : kıymetli, değerli
kudsî : kutsal, mukaddes
liyakat : lâyık olma
medrese-i Yusufiye : Hz. Yusuf’un (a.s.) hapiste kalmasına benzetilerek, iman ve Kur’ân hizmetinden dolayı tutuklananların hapsedildiği yer mânâsında hapishane
mezkûr : anılan, sözü geçen
muhafaza : koruma
mukabele etmek : karşılık vermek
mukadder : Allah tarafından takdir olunmuş, belirlenmiş
mücahede-i mâneviye : manevî mücahede, mücadele
mücahid : cihad eden
müteaddit : bir çok, çeşitli
müteessir etmek : üzmek, etkilemek
müteselli olmak : teselli bulmak
sebatkâr : sebat eden, kararlı
sebatkârâne : kararlılıkla
seciye : huy, karakter
selâmet : güven, esenlik
sıddık : çok doğru ve bağlı
şakirtlik : talebelik, öğrencilik
şerait : şartlar
şirket-i mâneviye-i duaiye : mânevî dua şirketi, ortaklığı
tayın : erzak, yiyecek
tesanüd : dayanışma
vefadar : vefalı
vilâyet : il
ziyade : çok
Yükleniyor...