بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ 1

Aziz, sıddık kardeşlerim; 2 (لِكُلِّ مُصِيبَةٍ :(إِنَّا ِللّٰهِ وَإِنَّا إِلَيْهِ رَاجِعُونَ Hakikaten Hâfız Ali, Hâfız Mehmed ve Mehmed Zühtü’nün vefatları, değil yalnız bize ve Isparta’ya belki bu memlekete ve âlem-i İslâma büyük bir zayiattır. Fakat şimdiye kadar bir cilve-i inayet olarak, Risale-i Nur’un bir şakirdi zâyi olduğu zaman, der’akab iki üç tane o sistemde meydana çıktığından, kuvvetle ümit varız ki, başka şekilde o kahramanların vazifelerini görecek, ümit ettiğimizden ciddî şakirtler çıkarlar, görürler. Zaten o üç mübarek merhum zâtlar, az bir zamanda, yüz senelik vazife-i imaniyeyi gördüler. Cenâb-ı Erhamürrâhimîn, onların yazdıkları ve neşrettikleri ve okudukları huruf-u Nuriye adedince onlara rahmetler eylesin. Âmin.

Benim tarafımdan o Hâfız Mehmed’in akrabasını ve mübarek köyünü tâziye ediniz. Ben de, onu Hâfız Ali ve Mehmed Zühtü’ye arkadaş edip, üstadlarımın aktab kısmının isimleri içinde o üçünün isimlerini dahil edip, Hâfız Akif’i dahi Asım ve Lütfi’ye arkadaş ettim.
• • •

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ 1

Aziz, sıddık kardeşlerim; 3 اَلْخَيْرُ فِيمَا اخْتَارَهُ اللّٰهُ sırrıyla, bu mes’elemizin tehiri hayırdır. Çünkü bütün mekteplerde ve dairelerde ve halkta, o ölmüş dehşetli adamın muhabbeti telkin ediliyor. Bu hal ise, âlem-i İslâma ve istikbale pek elîm ve acı bir tesiri olacaktı.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Her türlü kusur ve noksandan uzak olan Allah’ın adıyla.
2 : Her türlü musîbet karşısında söylediğimiz söz şudur: “Biz Allah’ın kullarıyız; sonunda yine Ona döneceğiz.” Bakara Sûresi, 2:156,
3 : “Allah neyi seçti ise, hayırlı olan odur.”
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: On İkinci Şuâ / Sonraki Risale: On Dördüncü Şuâ
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

aktab : kutuplar, büyük velilerden zamanının en büyük mürşidi olan kimseler
âlem-i İslâm : İslâm dünyası
âmin : “Allahım kabul eyle”
aziz : çok değerli, izzetli
Cenâb-ı Erhamürrâhimîn : merhametlilerin en merhametlisi olan şeref ve azamet sahibi yüce Allah
cilve-i inayet : ilâhî şefkat ve yardımın cilvesi, görünmesi
derakab : hemen, derhal
hakikaten : gerçekten
huruf-u Nuriye : Risale-i Nur’un harfleri
hüccet : kanıt, delil
inşaallah : Allah izin verirse
merhum : rahmete kavuşmuş, vefat etmiş
mübarek : bereketli, hayırlı
neşretmek : yaymak
rahmet : İlâhî şefkat, merhamet ve ihsan
sıddık : çok doğru ve bağlı
Sûre-i Rahmân : Kur’ân-ı Kerimin 55. sûresi olan Rahmân Sûresi
şakird : talebe, öğrenci
tafsil : ayrıntı
tâziye etmek : baş sağlığı dilemek
tefsir etmek : açıklamak, yorumlamak
tehir : erteleme, sonraya bırakma
vazife-i imaniye : iman vazifesi
zayi olmak : kaybolup gitmek
zayiat : kayıplar, zararlar
Yükleniyor...