Ve bu cilve-i inayetin bir hikmeti de şudur: Risale-i Nur’un, umum memlekete alâkası cihetiyle umumî bir dershanede ve büyük makamatta dikkat ve merakla okunmasıdır. Evet, bu zamanda böyle yüksek bir ders, elbette böyle cemiyetli ve küllî ve umumî dairelerde okunması, büyük bir inayettir ve küfr-ü mutlakı kırdığına bir kuvvetli emâredir.

Kardeşlerim, herhalde bu kadar sıkıntı ve zararı çeken zayıf bir kısım aile sahipleri, bir derece Risale-i Nur’dan ve bizden çekinmek, belki vazgeçmek için bir mazeret olabilir zannıyla, tahliyeden sonra değişmek ihtimaline binaen derim: Bu derece kıymettar bir mala bu maddî ve mânevî fiyat veren ve bu azabı çeken, o maldan vazgeçmek büyük bir hasârettir. Hem herbirisi, Risale-i Nur’un eczalarını ve alâkadarlarını ve bizi muhafaza ve yardım ve hizmeti birden bıraksa, hem ona, hem bizlere lüzumsuz bir zarardır. Onun için, ihtiyatla beraber, sadakatı ve irtibatı ve hizmeti değiştirmemek lâzımdır.
• • •
بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ 1
Aziz, sıddık kardeşlerim; Bir cilve-i inayet-i Rabbâniye ve bir himayet-i hıfz-ı İlâhiyedir ki, Ankara’da ehl-i vukuf heyeti, Risale-i Nur’un hakikatlerine karşı mağlûp olup, şiddetli tenkit ve itirazın çok esbabı varken âdeta beraatine karar verdiklerini işittim. Halbuki mahremlerin şedit ifadeleri ve müdafaatın dokunaklı meydan okumaları ve Maarif Vekilinin dehşetli hücumu ve ehl-i vukufun heyetinde maarif dairesine mensup ehemmiyetli iki maddî feylesofların ve yeni icadlara tarafdar büyük bir âlimin bulunması ve bir seneden beri gizli zındıka komitesi aleyhimize Halk Fırkasını ve Maarifi sevk etmesi cihetiyle, ehl-i vukufun pek şiddetli itirazları ve bizi ağır cezalarla ittiham etmelerini beklerken, himayet ve inayet-i Rahmâniye imdada yetişip onlara Risale-i Nur’un yüksek makamını göstererek, şiddetli tenkitlerden vazgeçirmiş.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Her türlü kusur ve noksandan uzak olan Allah’ın adıyla.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: On İkinci Şuâ / Sonraki Risale: On Dördüncü Şuâ
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

alâkadar : alâkalı, ilgili
âli : yüce, yüksek
aziz : çok değerli, izzetli
beraat : temize çıkma, suçsuz olduğunun anlaşılması
binaen : -dayanarak
cemiyetli : kapsamlı, geniş
cihetiyle : yönüyle
cilve-i inayet : yardım ve şefkat işareti, belirtisi
cilve-i inayet-i Rabbâniye : Allah’ın yardım ve şefkat belirtisi
ecza : cüzler, bütünü oluşturan parçalar
ehl-i vukuf heyeti : bilirkişi kurulu, heyeti
emâre : belirti, işaret
esbab : sebebler
feylesof : filozof; felsefe ile uğraşan, felsefeci
hakikat : asıl, gerçek, doğru
Halk Fırkası : Halk Partisi
hasâret : zarar, kayıp
hikmet : fayda, gaye; herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde yaratılması
himayet : koruma
himayet-i hıfz-ı İlâhiye : Allah’ın koruması ve kollaması
icad : yeni bir şey meydana getirme, yapma
ihtiyat : önlem alma, tedbirli hareket etme
inayet : ihsan, lütuf, yardım
inayet-i Rahmâniye : Allah’ın inayeti, şefkati
irtibat : bağ, ilişki
ittiham : suçlama
kıymettar : kıymetli, değerli
küfr-ü mutlak : tam bir küfür, inkâr ve inançsızlık
küllî : büyük, kapsamlı
Maarif Vekili : Eğitim Bakanı
Maarif/Maarif Dairesi : eğitim Bakanlığı
mağlûp olmak : yenilmek
makamat : makamlar, mevkiler
muhafaza : koruma
müdafaat : savunmalar
sadakat : bağlılık, sebat
sıddık : çok doğru ve bağlı
şedit : çok şiddetli
tahliye : serbest bırakılma
umum : bütün
umumî : genel, herkese ait
zındıka : dinsizlik, inançsızlık
Yükleniyor...