Çünkü, sûre-i وَالذَّارِيَاتِ’ın başında, tesadüfî ve intizamsız zannedilen temevvücat-ı havâiye, gayet hikmetli ve vazifedar olarak rububiyetin tekvînî emirlerini etrafa yetiştirir diye ifade ettiği gibi, Risale-i Zerrat dahi, maddiyyunlar tarafından tesadüfî ve intizamsız telâkki edilen harekât-ı zerrat dahi, gayet hikmetli ve o zerreler muntazam vazifelerle vazifedar olduklarını gayet kuvvetli ve kat’î burhanlarla ispat ediyor.
Hem Mi’rac-ı Muhammedî Aleyhissalâtü Vesselâmı delâil-i akliye ile gayet mâkul ve kat’î bir surette ispat eden ve “Otuz Birinci Söz” nâmında ve mertebesinde bulunan Risale-i Mi’raca, Hazret-i İmam-ı Ali (r.a.) otuz birinci mertebede Mi’rac-ı Ahmedî (a.s.m.) ve Kab-ı Kavseyndeki müşahede ve mükâlemeyi sarîh bir surette başlayan sûre-i
1 وَالنَّجْمِ اِذَا هَوٰى'nın başında bulunan وَالنَّجْمِ اِذَا هَوٰى cümlesi ile sarahate yakın bir tarzda o risaleye işaret eder ve sûre-i وَالطُّورِ'yi bırakarak وَالذَّارِيَاتِ'den sonra وَالنَّجْمِ sûresini zikretmesi bu işareti kuvvetlendirir. Hem Şakk-ı Kamer Mu’cizesini münkirlere karşı kuvvetli delillerle ispat eden Mi’rac Risalesinin zeyli bulunan “Şakk-ı Kamer Risalesi” nâmında, otuz birinci mertebenin âhirinde olan o risaleye, Hazret-i İmam-ı Ali (r.a.) şakk-ı kameri nass-ı sarîhle zikreden sûre-i
2 اِقْتَرَبَتِ السَّاعَةُ وَانْشَقَّ الْقَمَرُ'den iktibas ederek otuz birinci mertebenin akabinde zikredilen 3 وَبِاِقْتَرَبَتْ لِىَ اْلاُمُورُ تَقَرَّبَتْ fıkrasıyla sarahate yakın işaret eder.
Hem Mi’rac-ı Muhammedî Aleyhissalâtü Vesselâmı delâil-i akliye ile gayet mâkul ve kat’î bir surette ispat eden ve “Otuz Birinci Söz” nâmında ve mertebesinde bulunan Risale-i Mi’raca, Hazret-i İmam-ı Ali (r.a.) otuz birinci mertebede Mi’rac-ı Ahmedî (a.s.m.) ve Kab-ı Kavseyndeki müşahede ve mükâlemeyi sarîh bir surette başlayan sûre-i
1 وَالنَّجْمِ اِذَا هَوٰى'nın başında bulunan وَالنَّجْمِ اِذَا هَوٰى cümlesi ile sarahate yakın bir tarzda o risaleye işaret eder ve sûre-i وَالطُّورِ'yi bırakarak وَالذَّارِيَاتِ'den sonra وَالنَّجْمِ sûresini zikretmesi bu işareti kuvvetlendirir. Hem Şakk-ı Kamer Mu’cizesini münkirlere karşı kuvvetli delillerle ispat eden Mi’rac Risalesinin zeyli bulunan “Şakk-ı Kamer Risalesi” nâmında, otuz birinci mertebenin âhirinde olan o risaleye, Hazret-i İmam-ı Ali (r.a.) şakk-ı kameri nass-ı sarîhle zikreden sûre-i
2 اِقْتَرَبَتِ السَّاعَةُ وَانْشَقَّ الْقَمَرُ'den iktibas ederek otuz birinci mertebenin akabinde zikredilen 3 وَبِاِقْتَرَبَتْ لِىَ اْلاُمُورُ تَقَرَّبَتْ fıkrasıyla sarahate yakın işaret eder.
Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:
1 : “Battığı zaman yıldıza andolsun.” Necm Sûresi, 53:1.
2 : “Kıyâmet yaklaştı, ay yarıldı.” Kamer Sûresi, 54:1.
3 : Ve Ikterabet (Kamer) Sûresiyle bütün işler bana yaklaşmış oldu.
2 : “Kıyâmet yaklaştı, ay yarıldı.” Kamer Sûresi, 54:1.
3 : Ve Ikterabet (Kamer) Sûresiyle bütün işler bana yaklaşmış oldu.
Önceki Risale: Birinci Şuâ



