Evet Kur’ân’ın aleyhinde bin seneden beri müntakimâne hazırlanan dinsizlerin itirazlarını ve kâfir feylesofların terâküm edip şimdi yol bularak intişar eden şüphelerini ve Kur’ân’ın dehşetli darbelerinden intikam besleyen muannid Yahudilerin ve mağrur bir kısım Hıristiyanların hücumlarını def edip mukabele eden ve her asırda Kur’ân’ın pek çok kahramanları ve mânevî kal’aları vardı. Şimdi ihtiyaç bir-ikiden, yüze çıkmış. Ve müdafîler yüzden, iki-üçe inmiş.

Hem, hakaik-i imaniyeyi, ilm-i kelâmdan ve medreseden öğrenmek çok zamana muhtaç bulunduğundan, bu zamanda o kapı dahi kapandı. Hem çabuk, hem herkes anlayacak bir tarzda en derin hakikatleri talim eden Risale-i Nur, elbette İmam-ı Ali Radıyallahu Anhın bu iltifatına lâyıktır.

Hem İmam-ı Ali (ra) onuncu mertebe-i tâdâdında onuncu sûre olarak ve kıyamet ve Leyle-i Berâta bakan 1 وَبِسُورَةِ الدُّخَانِ فِيهَا سِرّاً قَدْ اُحْكِمَتْ deyip mânâ-yı işârîsiyle “Onuncu Söz” namında ve mertebesinde olan Haşir Risalesine işaretle beraber, o risalenin fevkalâde ehemmiyetini ve gayet muhkem olduğunu ve o zamanın dumanlı karanlıklarını izale eden bir Leyle-i Berâtın bir kandili hükmünde bulunmasına ve haşir ve kıyametin bir alâmeti olan duhan, hem Leyle-i Berâtın senevî olarak hikmetli tefrik ve taksim-i umûr noktalarıyla ve başka karineler ile îmaen ve remzen haber veriyor.

Evet, Onuncu Söz, çok ehemmiyetli bir belâyı def etti. Hürriyet-i efkâr serbestiyeti ve harb-i umumî sarsıntısı vaktinde haşri inkâr eden münafıklar, fırsat bulup çok yerlerde zehirli fikirlerini izhara başladıkları bir zamanda Onuncu Söz çıktı ve tab edildi. Bin nüshası etrafa yayıldı, onu gören herkes kemâl-i iştiyak ve merakla okudu. Zındıkların kâfirâne fikirlerini tam kırdı ve onları susturdu.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : İçine muhkem (sağlam) bir şekilde sırların yerleştirildiği Duhan Sûresinin hakkı için.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Birinci Şuâ
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

alâmet : belirti, işaret
asır : yüzyıl
def etme : uzaklaştırma
duhan : toz halindeki yoğun duman
ehemmiyet : değer, önem
fevkalâde : olağanüstü
feylesof : filozof; felsefe ile uğraşan, felsefeci
hakaik-i imâniye : iman hakikatleri, esasları
hakikat : doğru gerçekleri
harb-i umumî : Birinci Dünya Savaşı
Haşir Risalesi : öldükten sonra âhirette tekrar diriltilip Allah’ın huzurunda toplanmayı delilleriyle ispat eden risale, Sözler’de yer alan Onuncu Söz
haşir : öldükten sonra âhirette tekrar diriltilip Allah’ın huzurunda toplanma
Hıristiyan :
hikmet : gaye, fayda
hürriyet-i efkâr : düşünce özgürlüğü
ilm-i kelâm : iman hakikatlerini ispat eden ve açıklayan ilim dalı
iltifat : gönül okşayıcı güzel söz
îmaen : bir mânânın dolaylı olarak ifade edilmesi
inkâr : inanmama, kabul etmeme
intişar etme : yayılma
izale : giderme, ortadan kaldırma
izhar : gösterme, açığa çıkarma
kâfirâne : kâfirce, inkâr ederek
karine : karışık bir iş veya gizli bir meselenin anlaşılmasına, çözümlenmesine yarayan durum, ipucu
kemâl-i iştiyak : tam bir istek ve arzu
Leyle-i Berat : Berat Gecesi
mânâ-yı işârî : asıl anlamın dışında işaret yoluyla anlatılan mânâ
medrese : İslâm tarihi boyunca günümüzdeki üniversite seviyesinde eğitim veren kurumlar
mertebe-i tâdâd : sayı saymadaki sıra
muannid : inatçı, inanmamakta direnen
mukabele etme : karşılık verme
müdafi’ : savunan
münafık : iki yüzlü, inanmadığı halde inanmış görünen
müntakimâne : intikam almak tarzına
namında : adında
nüsha : kopya
Radıyallahu Anh : “Allah ondan razı olsun.”
remzen : işaret yoluyla
risale : mektup; Risale-i Nur’da yer alan bölümlerden her birisi
senevî : yıllık
tab etme : matbaada bastırma
taksim-i umûr : emirlerin ve işlerin taksimi
talim etme : öğretme
tefrik : ayırma
terâküm etme : birikme, yığılma
zındık : dinsiz
Yükleniyor...