Hayat-ı içtimaiyeden çekilmiş olup kimseyle görüşmez; muhabereden de men edildiğinden, insanların cemaatlerinden gelen ünsiyet ve tesellîden mahrum idi. Fakat o, bu yokluk içinde tükenmez bir varlığa kavuşmuştu. Rahmet-i İlâhiye ona Nurları ihsan etmişti. Evlâd ü iyâl, mal-mülk, hiçbir şey ve yeryüzünde taht-ı temellükünde bir karış yeri yoktu. Yalnız bir Risale-i Nur’u vardı. Herşeyi o idi. Sevinci, medar-ı tesellîsi o idi. Bütün istidatları ile Nurlara müteveccih idi. Fıtrî vazifesini, Nurların ders ve taallümü ile insanlara neşri biliyordu.

Üstadın sözlerindeki halâvet ve hitabındaki belâgat fevkalâdedir. Gezinti esnasında rastladığı insanlar arasında her sınıf halk bulunduğu gibi, bilhassa dağlarda, kırlarda, ormanlarda ziraat ve ticaretle uğraşan halktan pek çoklarıyla görüşmüş ve sohbet etmiştir. Üstadın geniş, küllî hizmet-i Kur’âniyesinden sarf-ı nazar, faraza bütün meşgalesi ve hizmeti eğer sohbetine ve görüştüğü insanlara olan ders ve irşadına münhasır olsa dahi, yine emsalsiz denecek kadar büyük ve müessir bir hizmettir. Kendilerinin bu sahadaki hizmetleri çok muazzamdır. Barla’da bulunduğu müddetçe talebeliğine, kardeşliğe ve âhiret hemşireliğine kabul ettiği erkek ve kadınlar gibi, Emirdağı ve civar köylerde de pek çok âhiret hemşireleri, talebeleri ve kardeşleri vardı. Bilhassa mâsum çocuklarla alâkadarlığı pek ziyadedir.

Üstadın iffet ve istikametteki hudutsuzluğu, bilmüşahede sabittir ve inkârı gayr-ı kabildir. Hayatı boyunca, hanımlarla konuşmaktan, nazarıyla dahi meşgul olmaktan şiddetle içtinap etmiştir. Bir mektubundan anlaşıldığı gibi, gençliğinde dahi iffet ve istikametin zirve-i müntehasında olduğu, onu yakından tanıyan ve hayatına âşinâ olanların müşahedeleriyle sabittir.

Bütün ahali, Üstadın nümune-i imtisal iffet ve istikametini görerek, kendisine uhrevî ve mânevî alâkadarlık gösterirlerdi. Üstad, âhiret hemşireliğine kabul ettiği hanımlara ve mânevî evlât ve talebeleri addettiği mâsum çocuklara çok dua ederdi.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Denizli Hayatı / Sonraki Risale: Afyon Hayatı
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

addetmek : saymak, kabul etmek
ahali : halk
âhiret : öteki dünya, öldükten sonraki ebedî hayat
âhiret : öteki dünya, öldükten sonraki ebedî hayat
alâkadarlık : ilgili olma
âşinâ olma : tanıma, bilme
belâgat : sözün düzgün, kusursuz, hâlin ve makamın icabına göre söylenmesi
bilhassa : özellikle
bilmüşahede : gözle görüldüğü gibi
cemaat : topluluk, grup
emsalsiz : benzersiz, eşsiz
evlâd ü iyâl : çoluk çocuk
faraza : varsayalım ki
fevkalâde : olağanüstü
fıtrî : yaratılıştan gelen, doğal
gayr-ı kabil : mümkün olmayan, imkânsız
halâvet : tatlılık, hoşluk
hayat-ı içtimaiye : toplumsal hayat
hizmet-i Kur’âniye : Kur’ân hizmeti
hudutsuz : sınırsız
içtinap : kaçınma, sakınma
iffet : namus, temiz ahlâk
ihsan : bağış, ikram, lütuf
irşad : doğru yolu gösterme
istidat : kabiliyet, yetenek
istikamet : doğru yolda olma
küllî : büyük, kapsamlı
mâsum : günahsız, suçsuz
medar-ı tesellî : teselli sebebi
men : yasaklama
meşgale : meşguliyet, iş
muazzam : azametli, büyük
muhabere : haberleşme
müessir : tesirli, etkili
münhasır : yalnız belirli bir şeye ait, mahsus
müşahede : gözlem, gözlemleme
müteveccih : yönelik
nazar : bakış, görüş
neşr : yayma, yayımlama
nümune-i misâl : örnek alınacak model
rahmet-i İlâhiye : Allah’ın sonsuz rahmeti, şefkat ve merhameti
sarf-ı nazar : görmezlikten gelme
taallüm : öğrenme
taht-ı temellük : mülkü altında, sahipliği altında, kendisine ait
uhrevî : âhirete dair, yönelik
ünsiyet : dostluk
ziraat : çiftçilik, tarım
zirve-i münteha : en yüksek nokta
ziyade : çok, fazla
Yükleniyor...