İran’lı bir Nur talebesinin Üstad Bediüzzaman Hazretlerine bir mektubu

“Türkiye Cumhuriyetine tâbi Isparta’nın Barla nahiyesinde mukim pek muhterem, faziletmeab Bediüzzaman Hazretlerine takdim olunur.”

Pek muhterem, faziletmeab, Üstad-ı muhterem Bediüzzaman Hazretlerine! Herşeyden evvel selâm ve hürmet-i mahsusumu takdim, sıhhat ve afiyette devamınızı Cenab-ı Kadîr-i Mutlak Hazretlerinden temenni ve niyaz eylerim. Lütfen ahvâl-i âcizânem istifsar buyurulursa, lehülhamd velminne, vücud-u fânim, baki İran’da, Rizaiye vilâyetine tâbi Mergivar mahallinde Dize karyesinde imrar-ı hayat etmekte olduğumu arz eylerim.

Bu geçen kırk yıl zarfındaki inkılâb-ı zaman dolayısıyla müstağrak olarak uzaklara düşmüş bulunmaklığım hasebiyle, sıhhat ve afiyetinizden bîhaber kalmış, daima vücud-u muhtereminizi soruşturmak, birinci emel ve arzularımdan idi. Cenâb-ı Hak Hazretlerine çok şükür, bugünlerde muhterem kardeşimiz Subay Tayyip İranlı vasıtasıyla sıhhat haberlerinizi aldığımdan son derece memnun ve mütehassis oldum. Kadîr-i Zülcelâl din-i Mübin-i İslâmın hizmet ve saadeti için sizi pek çok zaman lütuf ve himayesinde masun ve mahfuz buyursun. Âmin.

Kıymettar telifatınızdan Nur’un İlk Kapısı, Asâ-yı Mûsa, Rehberü’ş-Şebab ve diğer kitaplarınızın birçoğu, muhterem kardeşimiz vasıtasıyla elime geçti ve son derece memnun oldum. İnşaallah, bunlardan behreyab oluruz. Bu ilk mektubum olmak dolayısıyla fazla tasdî’den içtinapla hatime verir, sıhhat ve afiyetinize mübeşşer, sıhhat ve vücud-u muhtereminizin devamını Hâlık-ı Mutlaktan niyaz eylerim.

Lütufnamenizi alacağıma ümitvar, hazretlerinden temenni ve niyaz eylerim efendim.
Merhum Seyyid Abdülkadirzâde, muhibbiniz
Seyyid Abdullah
• • •
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Afyon Hayatı
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

ahvâl-i âcizâne : bir tevazu ifadesi olarak “Allah’ın âciz ve zavallı bir kulu olarak sağlık durumum, halim” mânâsında bir ifade
âmin : “Allah’ım kabul eyle”
arz etme : söyleme, ifade etme
Asâ-yı Mûsa : Mûsâ’nın (a.s.) Asâsı anlamına gelen Risale-i Nur Külliyatı’nda yer alan bir eser
baki : kalan, devam eden
behreyab olma : pay sahibi olma, hisse alma
bîhaber : habersiz
Cenâb-ı Hak : Hakkın ta kendisi olan sonsuz şeref ve yücelik sahibi Allah
Cenâb-ı Kadîr-i Mutlak : nihayetsiz kuvvet ve kudret sahibi, şeref ve azamet sahibi olan Cenâb-ı Allah
din-i Mübin-i İslâm : hak ve hakikati açıklayan İslâm dini
emel : arzu, istek
faziletmeab : çok faziletli, erdemli, üstün özelliklere sahip
hasebiyle : dolayısıyla, itibariyle
hazret : saygıdeğer (saygı ve yüceltme maksadıyla kullanılan bir ifade)
himaye : koruma
hürmet-i mahsus : özel saygı ve hürmet
imrar-ı hayat etme : hayat sürme, yaşama
inkılâb-ı zaman : zamanın değişimi; yönetimdeki değişim süreci
inşaallah : Allah izin verirse
istifsar buyurulma : sorulma, bir durum hakkında açıklama istenme
Kadîr-i Zülcelâl : sonsuz haşmet ve yücelik sahibi olan ve kudreti her şeyi kuşatan Allah
karye : köy
kıymettar : kıymetli, değerli
lehülhamd ve’l-minne : ezelden ebede her türlü hamd ve minnet Allah’a mahsustur
lütuf : iyilik, ihsan
mahal : yer, mekân
masun ve mahfuz buyursun : sağlam bir şekilde korusun ve muhafaza etsin
muhterem : hürmete lâyık, saygıdeğer
mukim : ikamet eden, oturan
müstağrak : dalmış, bir şeyle meşgul olup dalma
mütehassis olma : duygulanma, hislenme
nahiye : bucak
niyaz : dua, yalvarıp yakarma
Nur’un İlk Kapısı : Üstad Bediüzzaman tarafından “Risale-i Nur’un bir fihristesi, bir listesi ve bir çekirdeği” olarak isimlendirilen ve 1925 yılında sürgün edildiği Burdur’da yazılan bir eser
Rehberü’ş-Şebab : Gençlik Rehberi; gençlere hak ve doğru yolu göstermek ve onları inançsızlık tehlikelerinden korumak için Risale-i Nur’dan derlenen bir eser
saadet : mutluluk
şükür : Allah’a karşı minnet duyma, teşekkür etme
tâbi : bağlı
takdim : sunma
Fahrü’l-İslâm : İslâm dünyasının iftihar vesilesi, övünç kaynağı
hâk-i pâ-yi âlileriniz : mübarek ve yüce zatınızın ayağının tozu, toprağı
hâk-i pâ-yi zât-ı âlileriniz : mübarek ve yüce zâtınızın ayağının tozu, toprağı
Hâlık-ı Mutlak : bütün kâinatın sınırsız güç ve kudretiyle mutlak yaratıcısı olan Allah
hâtime : sonuç
hatmetme : tamamlama, bitirme
hatt-ı şerîfiniz : şerefli yazınız, kendi mübarek hattınız, el yazınız
hazret : saygıdeğer (saygı ve yüceltme maksadıyla kullanılan bir ifade)
içtinab : kaçınma, çekinme
kemâl-i ihtiram : kusursuz ve mükemmel saygı, hürmet
lütufname : hoş, güzel yazı, mektup; bir saygı ve hürmet ifadesi olarak saygın bir zatın cevap olarak yazmış olduğu yazıya verilen isim
muhib : seven, dost
mübeşşer : müjdelenmiş, kendisine müjdeli haber verilmiş
nahiye : bucak
niyaz : dua, yalvarıp yakarma
peder : baba
Ramazan-ı Şerif : şerefli Ramazan ayı
Şevval : Hicrî ayların onuncusu
tâbi : bağlı
tasdî : baş ağrıtma, rahatsız etme
temenni : dileme, isteme
ümitvar : ümitli
Üstad-ı Âzam : en büyük Üstad
vücud-u muhterem : saygıdeğer ve hürmete lâyık varlık; değerli şahsiyet
zât-ı maâl-i sıfat-ı âli : yüksek vasıf ve niteliklerin sahibi olan şerefli, yüce zât
telifat : telifler; yazılmış eserler
temenni : dileme, isteme
Üstad-ı muhterem : muhterem, saygıdeğer Üstad; Bediüzzaman Said Nursî
vilâyet : il
vücud-u fâni : geçici, ölümlü varlık, beden
vücud-u muhterem : saygıdeğer ve hürmete lâyık varlık; değerli şahsiyet
zarfında : içinde
Yükleniyor...