Üstadımız tevkifimizden mukaddem buyururlardı ki: “Risale-i Nur’a müthiş bir hücum plânı var, fakat merak etmeyiniz. Müjde, inâyet-i İlâhiye imdadımıza yetişecek. Şöyle ki:

“Bugün, okumak için Hizb-i Âzam-ı Nuri’yi açmıştım, birden karşıma: 1 وَاصْبِرْ لِحُكْمِ رَبِّكَ فَاِنَّكَ بِاَعْيُنِنَا وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ âyeti çıktı. Mânen, ‘Bana bak!’ dedi. Ben de baktım, gördüm ki; mânâsının çok tabakalarından hususan mânâ-yı işarîsiyle ve cifrîsiyle hem hapis musibetine, hem necatımıza işaret ve bize beşaret ediyor” buyurdular. İşte Denizli mahkemesi, beraat kararı vermezden dokuz ay evvel, bilâ-tereddüt bu âyetin definesinden aldığı cevheri izhar edip, hem bu âyet-i kerimenin mühim nükte-i i’cazını keşf, hem de bu kuvve-i mâneviyeye muhtaç zayıf talebelerini tebşir etmekle bizleri mesrur eylemişlerdir. Bu âyetin tam izahı, Denizli müdafaasında ve lâhikasındadır.”

Nüsha-i nâdire-i zaman olan Üstadımız, gayet şecî ve metin ve ulü’l-azmâne bir cesaret-i fevkalâdeye mâlik bir lisanü’l-haktır ki, hak yolunda söz söylemekten çekinmez ve levm-i lâimden korkmazlar. Birgün, “Bismillâh” yazılı kabir taşlarını lâğımlar üzerine konurken görürler. Orada, dünyaca mühim zatlar hazır oldukları halde, kimsenin söyleyemediği gayet acı sözlerle o haksız işe ve daha başka haksız işlere de sedd-i sedid olmuşlardır.

Hem memleketimizde herkim Üstadımızı rencide etmeye cesaret etmişse, Risale-i Nur’a zarar getirmişse, mutlaka sû-i âkıbete uğramışlardır. Bazıları dehalet edip akılları başlarına gelmiş ise de, bazıları da cezalarını çekmişlerdir. Bu vak’aların bazıları Lâhikada yazılmıştır.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : “Rabbinin hükmü gelinceye kadar sabret. Muhakkak Sen bizim himâyemiz altındasın.” Tûr Sûresi, 52:48.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Eskişehir Hayatı / Sonraki Risale: Denizli Hayatı
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âyet-i kerime : şerefli âyet, Kur’ân’ın herbir cümlesi
beraat kararı : temize çıkma, suçsuz bulunduğuna dair verilen karar
beşaret : müjdeleme
bilâtereddüt : tereddütsüz
Bismillâh : Allah’ın adıyla
cesaret-i fevkalâde : olağanüstü cesaret
cevher : değerli taş; öz
define : gizli hazine, gömü
dehalet : dâhil olma, içine girme
Denizli lâhikası : Risale-i Nur Külliyatında Emirdağ Lâhikası içinde yer alan ve Üstad Bediüzzaman ve talebelerinin yazışmalarını içeren mektuplar
elhasıl : kısaca, özetle
evsaf-ı kemâl : mükemmel vasıflar, nitelikler, sıfatlar
hak : doğru, gerçek, hakikat
hususan : bilhassa, özellikle
imdad : yardım
inâyet-i İlâhiye : Allah’ın inâyeti, yardımı
izhar : ortaya çıkarma
keşf : bilinmeyen bir gerçeği bulma, ortaya çıkarma
kuvve-i mâneviye : mânevî kuvvet, moral gücü
lâhika : mektup; Kastamonu Lâhikası adlı eser
levm-i lâim : çekiştiricinin, kınayanın kınaması
lisanü’l-hak : hak ve hakikati söyleyen dil
mâlik : sahip
mânâ-yı işârî ve cifrî : işaret ve cifirle gösterilen mânâ
mânen : mânevî yönden
mehâsin-i ahval : güzel haller, vaziyetler
mesrur : sevinçli, mutlu
mukaddem : evvel, önce
musibet : belâ, felaket, sıkıntı
mübarek : bereketli, hayırlı
müdafaa : savunma
necat : kurtuluş
nükte-i i’caz : mu’cizelik özelliği gösteren nükte, ince mânâ
nüsha-i nâdire-i zaman : zamanın nadir bulunan bir nüshası, örneği
sedd-i sedid : aşılmaz sağlam sed
sû-i âkıbet : kötü son
şecî : şecaatli, cesaretli, kahraman
tebşir : müjdeleme
tevkif : tutuklama
ulü’l-azmane : büyük sabır ve metanet sahibi olan büyük insanlara yakışır şekilde
vak’a : olay
Yükleniyor...