Binaenaleyh, tarikattan maksat, ruhsatlarla değil, azîmetlerle amel edip ahlâk-ı Peygamberî ile ahlâklanarak bütün mânevî hastalıklardan temizlenip Cenâb-ı Hakkın rızasında fani olmaktır. İşte bu ulvî dereceyi kazanan kimseler, şüphesiz ki ehl-i hakikattirler. Yani, tarikattan maksud ve matlub olan gayeye ermişler demektir. Fakat bu yüksek mertebeyi kazanmak, her adama müyesser olamayacağı için, büyüklerimiz matlub olan hedefe kolaylıkla erebilmek için muayyen kaideler vaz eylemişlerdir. Hülâsa, tarikat, şeriat dairesinin içinde bir dairedir. Tarikattan düşen şeriata düşer, fakat —maazallah— şeriattan düşen ebedî hüsranda kalır.”

Bu büyük zatın beyanatına göre, Bediüzzaman’ın açtığı nur yolu ile, hakikî ve şâibesiz tasavvuf arasında cevherî hiçbir ihtilâf yoktur. Her ikisi de rıza-yı Bârîye ve binnetice Cennet-i âlâya ve dîdar-ı Mevlâya götüren yollardır.

Binaenaleyh, bu asîl gayeyi istihdaf eden herhangi mutasavvıf bir kardeşimizin, Risale-i Nur Külliyatını seve seve okumasına hiçbir mani kalmadığı gibi, bilâkis Risale-i Nur, tasavvuftaki “murakabe” dairesini Kur’ân-ı Kerim yoluyla genişleterek, ona bir de tefekkür vazifesini en mühim bir vird olarak ilâve etmiştir.

Evet, insanın gözüne gönlüne bambaşka ufuklar açan bu tefekkür sebebiyle, sadece kalbinin murakabesiyle meşgul olan bir sâlik, kalbi ve bütün letâifiyle birlikte, zerrelerden kürelere kadar bütün kâinatı azamet ve ihtişamıyla seyir ve temaşa, murakabe ve müşahede ederek, Cenâb-ı Hakkın o âlemlerde binbir şekilde tecellî etmekte olan Esmâ-i Hüsnâsını, sıfât-ı ulyâsını kemal-i vecd ile görerek, artık sonsuz bir mâbedde olduğunu aynelyakîn, ilmelyakîn ve hakkalyakîn derecesinde hisseder.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Sonraki Risale: Giriş
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

ahlâk-ı Peygamberî : Peygamber ahlâkı
amel : iş, davranış, uygulama
azamet : büyüklük, yücelik
azîmet : takvâ ile günâhlardan şiddetle kaçınma, günâhlardan uzak durma
beyanat : açıklamalar, izahlar
bilâkis : aksine, tersine
binaenaleyh : bundan dolayı
binnetice : sonuç olarak
Cenâb-ı Hak : Hakkın ta kendisi olan sonsuz şeref ve yücelik sahibi Allah
Cennet-i âlâ : yüce âlemlerde bulunan Cennet
cevherî : öz, esas yönünden
dîdar-ı Mevlâ : Allah’ın cemâlinin görülebileceği en yüce ve yüksek derece
ebedî : sonsuz, sonu olmayan
ehl-i hakikat : doğru ve hak yolda olan kimseler; iman hakikatlerine ulaşan seçkin kişiler
fani olmak : yok olmak, kendi nefsini arka plâna atmak
hakikî : asıl, gerçek
hülâsa : özetle
hüsran : zarar, kayıp
ihtilâf : ayrılık, uyuşmazlık
ihtişam : haşmetli ve heybetli oluş
istihdaf etme : hedef alma, gaye edinme
kaide : kural, prensip
küre : gezegen veya yıldız
letâif : duygular
maazallah : Allah korusun
maksud : kast edilen şey, gaye
mani : engel
matlub : talep edilen, istek
muayyen : belirli
murakabe dairesi : bir tarikat yolcusunun dış dünyayla ilişiğini kesip iç âlemine dalarak özünde hissettiği Allah’a yönelmesi ve kendisini sürekli olarak Onun huzûrunda hissetmek sûretiyle her halini gözetim ve kontrol altında tutma derecesi
murakabe : gözetleme
mutasavvıf : tasavvuf ehli, kalbi dünyanın gelip geçici işlerinden ayırıp Allah sevgisi ile bağlayan tarikat ehli kimseler
müşahede : gözlemleme
müyesser olma : kolay olma, mümkün olma
rıza : memnuniyet
rıza-yı Bârî : herşeyi takdir ettiği şekle uygun olarak yaratıp varlığa çıkaran ve yaratan Zât, Allah’ın hoşnud olması
ruhsat : izin, müsaade
sâlik : bir yol veya meslekte giden; tarikat ve tasavvuf yolcusu
seyir : gezme
şâibesiz : hakkında yanlış bir söylenti, şüpheye düşürecek bir özelliği bulunmayan
şeriat : Allah tarafından bildirilen hükümler, Kur’ân ve sünnet
tarikat : İlâhî hakikatlere ulaşmak için, şeyhin gözetiminde takip edilen yol
tasavvuf : kişinin kalbini dünya ilgilerinden kesip gönlünü Allah sevgisine bağlaması, tarikat ehli olma
tefekkür : Allah’ı tanımayı sonuç verecek şekilde varlıklar üzerinde düşünme
temaşa : seyretme, hoşlanarak bakma
ulvî : yüce, büyük
vâris : mirasçı
vaz etme : koyma, yerleştirme
vird : devamlı yapılan zikir
zerre : atom
zülcenâheyn : iki kanatlı; Peygamber Efendimizi (a.s.m.) hem ilmiyle, hem uygulamalarıyla bihakkın takip eden kişi
Yükleniyor...