Risale-i Nur, Osmanlı yani daha çok Türkler için mi yazıldı? Tercümeleri okuyunca aynı hazzı alamıyoruz. Bu eserin hadimleri; bu dava ile vazifelendirilmiş Türklerdir diyebilir miyiz?
Değerli Kardeşimiz;
Osmanlı İslam âleminin merkezi, Türkler de bu merkezin idarecisi olduğu için; deccal ve süfyan gibi dehşetli şahısların tahribatı en çok bu merkezde hissedilmiş, dolayısı ile de ıslah ve tadilatın merkezden muhite doğru olması çok doğal bir durumdur. Üstadımızın mücadelesinin bu merkezde olması ve eserlerini Türkçe telif etmesinde bunun payı çok büyüktür. Lakin bu husus Risale-i Nur'un evrenselliğine gölge düşürmediği gibi, İslam âlemini ihya etmesine bir mani değildir. Diğer dillere de hizmet edecektir.
"Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyanın وَمَا اَرْسَلْنَا مِنْ رَسُولٍ اِلاَّ بِلِسَانِ قَوْمِهِ ['Her peygamberi biz ancak kendi kavminin diliyle gönderdik.' (İbrahim, 14/4)] kavl-i şerifinin ima ve işaratından şu devrede Türk lisanının sadmeler geçirmesine bakılırsa, Risale-i Nur, Türkçede, lisan üzerinde de imam olacağına, yani yarın halis Türkçe olan Risale-i Nur’un kesb-i imtiyaz edip diğerlerini terk edeceklerine dair işaret-i Kur’aniyedendir demiş olsam, hata etmemiş olurum zannederim."(1)
Mektuptaki ifadelere bakılırsa, Türkçe’nin geçirdiği buhranlara rağmen Risale-i Nur Türkçe üzerinde de imam, yani hâkim dil olacağına dair işaretlerin olduğunu anlayabiliriz.
Türkçeye hâkim olan birisinin ikinci bir dilden Risale-i Nur'u okuması elbette noksan olacaktır. Ama Türkçe bilmeyenler bu noksanlığı hissetmeyecektir; onlar da kendi dillerindeki tercümeden bu feyzi kendilerine göre alacaklar diye düşünüyoruz.
1) bk. Emirdağ Lahikası-I, 60. Mektup.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü