25. Said Nursi birçok ayetin, ilginç yorumlar yaparak, kendisine ve Risalelerine işaret ettiğini iddia etmektedir.
Değerli Kardeşimiz;
Kur’an’ın, işarî tefsir yoluyla birçok hakikate işaret ettiği, ebced hesabıyla birçok tarihi vakalara dikkat çektiği bilinmektedir. Örneğin, Rum suresinin
"Elif-Lâm-Mim. Rumlar, (Arapların bulunduğu bölgeye) en yakın bir yerde yenilgiye uğradılar. Fakat onlar, bu yenilgilerinden sonra birkaç yıl içinde galip geleceklerdir." (Rûm, 30/1-4)
meâlindeki âyetler, Sasanîlere karşı yenilmiş Bizanslıların, birkaç yıl içinde onlara galip geleceğini açık bir şekilde ifade etmiş ve tarih bu gerçek ihbarı, olduğu gibi tasdik etmiştir.
İslam âlimleri, bu âyetin işârî mânâsını da araştırmış ve ebced hesabıyla bir takım tarihî olayları istihraç etmişlerdir: Ünlü tefsir alimi İbn Berrecan (Ö. 536) Kudus'ün Selahaddin-i Eyyûbi tarafından fethedileceğini bildirmekle kalmamış, aynı zamanda vefatından yaklaşık kırk yedi yıl sonra vuku bulacak Kudüs'ün fetih tarihini (583) de haber vermiştir. [Suyutî, el-İtkan, II/14; Tarihu’l-Hulefa, (Şamile), 1/187]
Muhyiddin İbn Arabî de, İbn Berrecan'ın çok önceden haber verdiği aynı tarihte Kudüs'ün fethedildiğini bildirmiştir. Kendisi de ebced hesabını kullanarak ayetten Kudüs'ün fetih tarihi olan 583'ü istihraç etmiştir. (İbni Arabî, Fütuhat, I/60)
İzz b. Abdusselam'ın bildirdiğine göre: Hz. Ali (ra), Şura suresinin başında yer alan "Hâ-Mim-Ayın-Sin-Kaf" şifreli harflerden, Hz. Muaviye ile kendisi arasında vuku bulan hadiseleri çıkarmıştır. (Suyutî, İtkan, II/14; Alusî, I/102).
"Andolsun, Zikir'den (Tevrat'tan) sonra Zebûr'da da, 'Yere muhakkak benim iyi kullarım varis olacaktır.' diye yazmıştık.."(Enbiya, 21/105)
mealindeki âyetten İbn Kemal, Sultan Selim'in Mısır'ın Osmanlı ülkesine ilhak tarihini çıkarmıştır. Âyette Tevrat yerinde kullanılan "ez-Zikr" kelimesi ebced hesabı ile konunun düğümünü çözen anahtar kelimedir. Âyette "ez-Zikr'den sonra" tabiri kullanılmıştır. Bu kelimenin ebced değeri (okunmayan lâm hariç) 921'dir. Mısır'ın fetih tarihi ise, hicrî 922'dir. Demek ki âyet işârî mânâsıyla hicrî 921'den sonra fethin gerçekleşeceğini ifade etmiştir.(bk. Alusî, I/ 8)
"Andolsun, Sebe' halkı için kendi yurtlarında bir ibret vardı: Biri sağda biri solda iki bahçe bulunuyordu. Onlara şöyle denilmişti: 'Rabbinizin rızkından yiyin ve O'na şükredin. Beldeniz güzel bir belde, Rabbiniz de çok bağışlayıcı bir Rabdir.' "(Sebe, 34/15)
ayetinden Molla Camî İstanbul'un fethini çıkarmıştır. Ayette âdeta denizin iki yakasının tasviri yanında, güzel belde ifadesiyle de İstanbul'u hatırlatıyor. Bunun yanında "Beldetun Tayyibetun" ifadesinin ebced değeri olan 857 rakamı, İstanbul'un hicrî fetih tarihidir.(bk. Elmalılı Hamdi Yazır, VI/3958).
Nümune olarak verdiğimiz bu misallerden de anlaşılacağı gibi, Asr-ı sadet'ten beri cari olan bir tefsir metodu olan işarı ve ebcedî istihraç metodunu, sanki sadece Bediüzzaman Hazretlerinin kullandığı yeni bir metotmuş gibi dillendirmek, şayet antika bir cehaletten kaynaklanmıyorsa, çirkin bir şarlatanlıktan kaynaklanıyor demektir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü