32. "Maide suresinin 6. ayeti Said Nursi’ye işaret ediyormuş."
Değerli Kardeşimiz;
Burada kısaca bir kaç madde halinde bazı gerçeklere işaret edeceğiz. Edeceğiz ki, yalancının mumu yatsıya kadar devam etmesin...
a) Lafızda/yazıda “sad” harfinin yazılıp da altında “sin” harfinin kabul edilmesi, Kur’an’ın bizzat kullandığı bir sitildir. Mesela, Araf suresinin 69. ayetinde “Bastaten” kelimesi “sad” ile yazılmış ve altında da küçük harfle “sin” yazılmıştır. Bununla “sad” harfinin burada “sin” olarak okunacağına işaret edilmiştir.
b) Bediüzzaman Hazretlerinin “Eğer hasta olursanız/hasta iseniz... toprakla teyemmüm edin.” mealindeki ayetin işari manasıyla ilgili ifadeleri şöyledir:
“Otuz birinci âyetin birinci mukaddemesi olan وَ اِنْ كُنْتُمْ مَرْضَى (eğer hasta olursanız) cümlesi, bin beş yüz (1500) küsur olan makam-ı cifrîsiyle; ehl-i dalalet tarafından aşılanan manevî hastalıkların kısm-ı a'zamı, Risalet-ün Nur'un Kur'anî ilaçlarıyla izale edilebilir diye işaret etmekle beraber; maatteessüf iki yüz sene kadar dünyanın ömrü bâki kalmışsa, bir fırka-i dâlle dahi devam edeceğine îma ediyor…”(1)
Burada Kur’an’ın -istikbale matuf harika-bir gaybî işareti istihraç edilmiştir.
c) Söz konusu “hasta olduğunuzda... toprakla teyemmüm edin” mealindeki ayette فَتَيَمَّمُوا صَعِيدًا ifadesi, “toprakla teyemmüm etme” manasınadır. Toprak manasını “Saiden” kelimesi ifade ediyor. Bu ayetin işari manası şudur:
“Manevi dinsizlik hastalığının bulaşıcı bir hastalık gibi ortaya çıktığı zaman, artık eski büyük alimlerin hayat suyu mesabesindeki eserlerinden istifade etmeniz zorlaşacaktır. Onun için o abdest suyu yerine Said Nursi’nin ‘teyemmüm toprağı’ mesabesindeki eserlerinden istifade edin ve onlarla teyemmüm edin.”
Bu işari manada eski alimlerin eserleri birer abdest suyu olarak, Risale-i Nur ise -suyun olmadığı yerde- teyemmüm için kullanılan toprak olarak tavsif edilmesinde tevazuun şahlanan zirvesi vardır.
d) Bu işaretin manasını kuvvetlendiren bir işaret de, ayette teyemmüm malzemesi olan toprak anlamındaki “Saiden” kelimesidir. İşte Bediüzzaman bu işaretin doğruluğunu pekiştirmek için şöyle diyor:
"Sin" harfi "Sad" harfinin altında gizlenmesi ve "Sad" görünmesinin iki sebebi var:
Birisi: Said (Nursi olarak bilinen kimsenin) tam toprak gibi mahviyet ve terk-i enaniyet ve tevazu-u mutlakta bulunması şarttır; tâ ki Risalet-ün Nur'u bulandırmasın, tesirini kırmasın.”
İkincisi: Şimdiki bataklığa ve manevi tauna sukutun (manevi veba hastalığına düşmesinin / bulaşmasının) sebebi ise, terakki fikrinden neşet ettiği cihetle, onların hatalarını gösterip; suud ve terakki, Müslüman için ancak İslamiyet’te ve imanlı olmakta olduğuna işaret etmektir.” (2)
Yani: "Sin" harfi,"sad" harfinin altında gizlenmesi ve "sad" görünmesinin iki hikmeti vardır:
Birincisi: Said adındaki Kur’an hizmetkârına bakar ve Said Nursi’nin toprak gibi mahviyet ve tevazu göstermesinin gereğine işaret edilmiştir.
İkincisi: Hastalığın kaynağı olan Avrupa’nın göz kamaştıran teknik ve teknolojik üstünlüklerinden hareketle, terakki ve suudun İslam dininden uzaklaşanlara bakar ve “Saiden” altından çıkan suud ve terakkinin -Müslümanlar için- ancak Kur’an’a bağlı kalınarak tahakkuk edebileceğine işaret eder. Risale-i Nur da bu asırda bu hastalığı tedavi eden ilaçlar sunduğu için, bu ayetin işaretine mazhar olmuştur.
Dipnotlar:
(1) bk. Kastamonu Lahikası, (12. Mektup)
(2) bk. age.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü