Allah'a inanıyorum demekle, O'na iman etmek arasındaki fark nedir?
Değerli Kardeşimiz;
"Evet, inkâr etmemek başkadır, iman etmek bütün bütün başkadır."
"Evet, kâinatta hiçbir zîşuur, kâinatın bütün eczası kadar şahidleri bulunan Hâlik-ı Zülcelâl’i inkâr edemez... Etse, bütün kâinat onu tekzib edeceği için susar, lâkayd kalır."
"Fakat Ona iman etmek, Kur’ân-ı Azîmüşşânın ders verdiği gibi, O Hâlıkı, sıfatlarıyla, isimleriyle, umum kâinatın şehadetine istinaden kalben tasdik etmek; ve elçileriyle gönderdiği emirleri tanımak; ve günah ve emre muhalefet ettiği vakit, kalben tevbe ve nedamet etmek iledir. Yoksa, büyük günahları serbest işleyip istiğfar etmemek ve aldırmamak, o imandan hissesi olmadığına delildir. Her neyse..." (1)
İman; akıl ve fikrin hareketinden ve düşünmesinden hasıl olan bir haldir. Yani; mümin imanı kabul ederken, her cihetini ölçüp biçip öyle kabul ediyor. Onun gerekçelerinin makul ve kabul edilebilir olduğunu gördüğü için, imana geliyor. Allah’ın varlığına ve birliğine işaret eden sayısız delilleri görüyor ve okuyor, ondan sonra iman ediyor. İman getirmek; fikrin hareket etmesi ve muhakemenin tahkiki ile olan bir şeydir. İnsan, Allah’ı düşünmeden ve O'na işaret eden delilleri görmeden iman edemez.
Şöyle bir fark olabilir; avam insan, Allah’ın varlığına işaret eden delillerin hepsini belki göremez; ama kendince basit ve herkes tarafından anlaşılabilecek delilleri görebilir ve fikrini ve imanını bu delile yaslayabilir. Bu herkese müyesser olabilecek bir halettir.
Demek Allah’ı inkâr etmemek, iman etmek için yeterli olmuyor. İnkâr etmediği gibi, iman da etmesi gerekiyor. İnkâr etmemek ayrı bir olgu iken, iman etmek yukarıda izah edildiği gibi, daha farklı ve üzerinde hareket etmek isteyen bir olgudur. Bir kişi "Ben inkâr etmiyorum." dese iman etmiş olmaz; ayrıca imanını ifade etmesi icap eder.
(1) bk. Emirdağ Lâhikası-I 151. Mektup.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü