Türkçe 1920x1200
İçerikler
Şimdi bak Allah'ın rahmet eserlerine: Yeryüzünü ölümünün ardından nasıl diriltiyor. Bunu yapan, elbette ölüleri de öylece diriltecektir; O herşeye hakkıyla kâdirdir. (Rum Sûresi 50. Ayet Meali)

Dünya ve âhirette ebedî ve daimî süruru isteyen, iman dairesindeki terbiye-i Muhammediyeyi a.s.m. kendine rehber etmek gerektir. Sözler

Kâinat mescid-i kebîrinde Kur'ân kâinatı okuyor! (Sözler)

Ali'den (r.a.) rivayetle: Çocuklarınızı şu üç haslet üzere terbiye ediniz: Peygamberinizin sevgisi, onun Ehl-i Beytinin sevgisi ve Kur'ân okumak. Çünkü Kur’ân okuyanlar, Allah'ın Arşının gölgesinden başka hiçbir gölgenin bulunmadığı Kıyamet Gününde, peygamberler ve asfiyalarla beraber Arşın gölgesinde bulunacaklardır. Hadis-i Şerif Meali - Camiü's-sağir - 311

Bu menzilden ayrıldığın gibi, bu şehirden de çıkacaksın. Ve keza, bu fâni dünyadan da çıkacaksın. Öyle ise, aziz olarak çıkmaya çalış. Vücudunu Mûcidine feda et. Mukabilinde büyük bir fiyat alacaksın. {Mesnevi-i Nuriye | Habbe}

Her şey ya hakikaten güzeldir, ya bizzat güzeldir veya neticeleri itibariyle güzeldir. (Sözler)

Allah'ın kulunun tevbesinden duyduğu sevinç, birinizin çölde kaybetmiş olduğu devesini bulmasından dolayı duyduğu sevinçten daha fazladır. (Hadis-i Şerif Meali - Camiü's-sağir - 7192

Kim oruçla geçirdiği Ramazan ayından sonraki Şevvâl ayında altı gün oruç tutarsa, bütün seneyi oruçla geçirmiş gibi olur!. (Hadis-i Şerif Meâli - Riyazü's-Salihin)

Şüphesiz, biz onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik.Kainat mescidi kebirinde kuran kainatı okuyor, onu dinleyelim. O nur ile nurlanalım.Hidayetiyle amel edelim. Ve onu virdi zeban edelim. (Sözler)

Ramazan-ı Şerif adeta bir âhiret ticareti için gayet kârlı bir meşher, bir pazardır. Ve uhrevî hasılat için gayet mümbit bir zemindir. Ve neşvünemâ-i a'mâl için, bahardaki mâ-i Nisandır (Mektubat)

Ey alem-i İslam! Uyan, Kur'an'a sarıl, İslamiyete maddî ve manevî bütün varlığınla müteveccih ol. Tarihçe-i Hayat

Ebu Hüreyre Radiyallahu Ang, rivayet ediyor: ''Her oruç tutan kulun iftar vaktinde kabul olunacak bir duası varıdr. Duasının karşılığı mükafat olarak ya dünyada verilir veya ahirette ebedi bir surette ihsan edilir. ''(Kenzü'l-Ummal,3.328)

Ramazan-ı Şerifte mü'minler derecatına göre ayrı ayrı nurlara, feyizlere, manevi sürurlara mazhar oluyorlar. Kalb ve ruh, akıl, sır gibi letaifin o mübarek ayda oruç vasıtasıyla çok terakkiyat ve teyezzüleri vardır. Midenin ağlamasına rağmen, onlar masumane gülüyorlar. (Mektubat)

Ey bu yerlerin Hâkimi! Senin bahtına düştüm! Sana dehâlet ediyorum ve sana hizmetkârım! Ve senin rızanı istiyorum! Ve seni arıyorum! (Sözler)

Kendini beğenen belâyı bulur, zahmete düşer. Kendini beğenmeyen sefâyı bulur, rahmete gider. (Mektubat)

Sultan-ı Kâinat birdir. Her şeyin anahtarı O'nun yanında, her şeyin dizgini O'nun elindedir. Her şey O'nun emriyle halledilir. O'nu bulsan, bütün matlubunu buldun; hadsiz minnetlerden, korkulardan kurtuldun. (Mektubat)

Herkesin, iman mukabilinde, bu zemin yüzü kadar bağlar ve kasırlarla müzeyyen ve bâki ve daimî bir tarla ve mülkü kazanmak veya kaybetmek dâvâsı başına açılmış. Eğer iman vesikasını sağlam elde etmezse kaybedecek. (Şuâlar)

Ey insan, düşün! Sen ala-külli-hâl, öleceksin! Biz gidiyoruz! Aldanmakta fayda yok! Gözümüzü kapamakla bizi burada durdurmazlar, sevkiyat var. (Lem'alar)

Allah’ı tanımayanın dünya dolusu belâ başında vardır. Allah’ı tanıyanın dünyası nurla ve manevî sürurla doludur, derecesine göre îman kuvvetiyle hisseder. (Lem'alar)

Gençlikte Kazandığın ibadetler, o fani gençliğin baki meyveleridir. (Sözler)

Şu âlemde mü’minin mü’mine karşı en büyük yardımı dua iledir. (Barla Lâhikası)

Bir baharı halk etmek, bir çiçek kadar O'na ehven gelir. Bütün hayvanatı icat etmek, bir sinek icadı kadar kudretine kolay gelir bir Zat'tır. (Sözler)

Eğer kâinatta Risalet-i Muhammediye'nin (a.s.m.) nuru çıksa, gitse; kâinat vefat edecek. Eğer Kur'ân gitse, kâinat divâne olacak ve küre-i arz kafasını, aklını kaybedecek, belki şuursuz kalmış olan başını bir seyyâreye çarpacak, bir kıyameti koparacak. (Lem'alar)

Risale-i Nur yalnız bu vatan ve millet için değil, âlem-i İslâm ve bütün beşeriyetin ihtiyacına cevap verecek bir külliyat olarak telif edilmiştir. (Hutbe-i Şâmiye)

Kur'ân yıldızlarına perde çekilmez. Gözünü kapayan yalnız kendi görmez, başkasına gece yapamaz. (Mektubat)

Acaba sırf dünya için mi yaratılmışsın ki bütün vaktini ona sarf ediyorsun? (Sözler | Yirmi Birinci Söz)

Kur’ân hem zikirdir, hem fikirdir, hem hikmettir, hem ilimdir, hem hakikattir, hem şeriattır, hem sadırlara şifa, mü’minlere hüdâ ve rahmettir. Risale-i Nur Külliyatı’ndan

Yâ Erhamerrâhimîn! Resul-i Ekremin (a.s.m.) hürmetine, bizi onun şefaatine mazhar ve sünnetinin ittibaına muvaffak ve dâr-ı saadette onun âl ve ashâbına komşu eyle! Âmin, âmin, âmin. (Şualar)

Sakın, sakın, dünya cereyanları, hususen siyaset cereyanları ve bilhassa harice bakan cereyanlar sizi tefrikaya atmasın! Karşınızda ittihat etmiş dalâlet fırkalarına karşı perişan etmesin! (Kastamonu Lâhikası)

Risale-i Nur, İslâmiyet'in gayet keskin ve elmas bir kılıncıdır. Bu hakikatlara bir delil ise, Bediüzzaman'ın zalim hükümdarlara ve kumandanlara, ölümü istihkar ederek, hakikatı pervasızca tebliğ etmesi ve dünyayı saran dinsizlik kuvvetine mukabil, hakaik-i Kur'aniye ve imaniyeyi, kendini feda ederek, istibdadın en koyu devrinde neşretmesi ve bu kudsî hakikata, cansiperane hizmet etmesidir. (Sözler)

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker! Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer. Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın? ""Gömelim gel seni tarihe"" desem, sığmazsın. Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber, Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber. Mehmet Âkif Ersoy

Bu zamanda en büyük tehlike olan zındıka ve dinsizlik ve anarşiklik ve maddiyunluğa karşı yalnız ve yalnız tek bir çare var; o da Kur’ân’ın hakikatlerine sarılmaktır. (Emirdağ Lâhikası-2 )

Îmanı kurtarmak ve kuvvetlendirmek ve tahkiki yapmanın en kısa ve en kolay yolu, Risale-i Nur'dadır. (Tarihçe-i Hayat)










İnsan bir yolcudur. Sabâvetten gençliğe, gençlikten ihtiyarlığa, ihtiyarlıktan kabre, kabirden haşre, haşirden ebede kadar yolculuğu devam eder. Her iki hayatın levazımatı, Mâlik-ül Mülk tarafından verilmiştir. Fakat o levazımatı cehlinden dolayı tamamen bu hayat-ı fâniyeye sarf ediyor. Hâlbuki o levazımattan lâakal onda biri dünyevî hayata, dokuzu hayat-ı bâkiyeye sarf etmek gerektir. (Mesnevi-i Nuriye)

Bir saray gibi şu âlemin, bir şehir gibi şu memleketin, tek bir ustası vardır ve o usta, herşeyi idare eden yalnız odur. Hiçbir cihette noksaniyeti yoktur. Bize görünmeyen o usta, bizi ve herşeyi görür ve sözlerini işitir. Bütün işleri mu'cize ve hârikadır. Bütün bu gördüğümüz ve dillerini bilmediğimiz şu mahluklar onun memurlarıdır." Sözler

Basit bir kumda ve basit bir suda rızıkları mükemmel bir surette verilen garib mahluklardan ve hilkatları gayet muntazam hayvanat-ı bahriyeden, hususan bir tanesi, bir milyon yumurtacıkları ile denizleri şenlendiren balıklardan hiç birisi yoktur ki, hilkatıyla ve vazifesiyle ve idare ve iaşesiyle ve tedbir ve terbiyesiyle yaratanına işaret ve Rezzakına şehadet etmesin. (Şualar)

İnsan, yaşayış vaziyetince, bir dağdan kopup sel içine düşen veya yüksek bir apartmandan düşüp yuvarlanan bir şahıs gibidir. Evet, hayat apartmanı yıkılıyor. Ömür tayyaresi şimşek gibi geçiyor. Zaman da sel dolaplarını sür’atle çalıştırıyor. (Mesnevi-i Nuriye)

Kurban olarak kesilen bir koyuna, âhirette cismanî bir vücud-u bâki vererek Sırat üstünde, sahibine burak gibi bir bineklik mertebesini vermekle mükâfatlandırıyor. (Sözler)

Madem ki herşeyin Allah'tan olduğunu bilirsin ve ona iz'anın vardır. Zararlı, menfatli herşeyi tahsin ve hüsn-ü rızayla kabul etmek lazımdır." Mesnevi-i Nuriye
