Vakıflık hakkında Risale-i Nur'da bir teşvik var mıdır? Evlenip içtimai hayatta öğretmenliğini yapıp da hizmet etmek mi, yoksa vakıf olup hizmet etmek mi daha iyidir?
Değerli Kardeşimiz;
Risalelerde, umumi manada ve herkese hitap şeklinde bir vakıflık teşviki yoktur. Hususi olarak ve birkaç ağabey için yapılan hususi bir tavsiye vardır. Umumi teşvik, hizmettir; değişmez şartı ise Allah’ın rızasıdır. Hizmetin şekli değil, hizmette taşıdığımız niyet ve fedakârlığımız esas ölçümüz ve temel düsturumuz olmalıdır.
"Hiç evlenmeyin, o şekilde hizmet edin" şeklinde bir tavsiye zaten fıtrata aykırıdır, cadde-i kübra değildir. Hususi bazı insanlara aitttir. Nitekim tarihe baktığımızda, gerek Peygamberlerden, gerekse evliya ve asfiyadan evlenmeyenler müstesnadır. İstisnalar ise umumi kaide olamazlar.
Sualinizin ikinci şıkkına gelince; tamamen kişinin kendisinin vereceği bir karardır. Ehemmiyet sırasını, şahısların hususi durumu belirleyecektir. Kesinlikle ve her zaman şu daha doğrudur, şeklinde bir hükme varmak doğru değildir.
Kişi kendi ahvalini daha iyi bildiği için, nihai kararı kendisi verecektir. Ancak güvendiği ve fikrine itimad ettiği insanlarla meşveret edebilir. Hissi ve duygusal olmaktan kaçınmalı, akıl, mantık ve hakikatlerin ışığı altında karar vermelidir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
Çok tesekkürler, Çok tatmin oldum.
Salisen: Risale-i Nur'un talebelerine "Başkaları evleniyorlar, siz tezevvüçten (evlenmekten) vazgeçiniz" denilmemiş, denilmez. Fakat talebeler birkaç tabakadır. Bir tabakanın hakikî ihlası kaybetmemek ve hakikî fedakârlık ve a'zamî bir sadakat taşımak için, dünya ihtiyaçlarına mümkün olduğu kadar ömrünün muvakkat bir kısmında bağlanmaması bu zamanda lâzım geliyor.
Eğer hizmet-i Kur'aniye ve imaniyede yardımcı bir hanım bulsa alır. Hizmetine zarar vermez. Lillahilhamd bu neviden çok Nur talebeleri var, zevceleri onlardan geri kalmıyorlar. Belki kadınlardaki şefkatten gelen ücretsiz fıtrî kahramanlık ve hakikî ihlas cihetiyle zevcinden daha ileri gidebilir.
Nur talebelerinin yetişmiş kısımlarından ekserisi evlenmişler, bu sünneti yerine getirmişlerdir. Risale-i Nur onlara der ki: Haneniz (eviniz) bir küçük Medrese-i Nuriye (Nur Medresesi), bir mekteb-i irfan (ilim okulu) olsun ki; bu sünnet (evlenme sünneti) tam yerine gelsin. Sünnet-i seniyenin meyvesi olan çocuklar âhirette size şefaatçı olsunlar. Dünyada da iman dersini alıp size hakikî evlâd olsunlar.
Yoksa bu otuz senede kısmen olduğu gibi, o çocuklara yalnız terbiye-i medeniye verilse, bir cihette o çocuklar dünyada faidesiz ve âhirette davacı olarak "Ne için imanımı kurtarmadınız?"diyeceklerinden peder ve vâlidelerini mahzun etmek, sünnet-i seniyenin hikmetine münafî olur." (Hanımlar Rehberi)