35. "Nur risalelerinde ebced hesabı ile Said Nursi, Hz. Muhammed (asm)’in aynası olarak ifade edilmiştir."
Değerli Kardeşimiz;
Bediüzzaman Hazretlerinin bir talebesi tarafından yapılan bu tespit çok yerindedir. Çünkü, Bediüzzaman bu asırda veraset-i nübüvvet noktasında Hz. Peygamber (asm)’e en yakın olan bir şahsiyettir. Yani Hazreti Peygamber (asm)'in getirdiği Kur’an’ı en güzel savunan, hakikatlerini en parlak bir şekilde ortaya koyan, sünnet-i seniyyeye en çok riayet eden biri olarak, Hz. Peygamber (asm)’in bu asırdaki bir aynası gibidir.
"Ayna" demek, O’nun yolunu kendinde tatbik etmek demektir. Zaten Kur’an, Hz. Peygamber (asm)’in ümmeti için bir numune-i imtisal olduğunu belirtirken, herkesin O’nu örnek alması, O’nun izini takip etmesi, O’nun hayatını –karınca kaderince- kendinde yansıtan bir ayna olması gerektiğini bizlere öğretmektedir.
Ebced değerleri aynı olan her iki şeyin aynı kefeye konduğu anlamına gelmez. Aralarında çok kuvvetli bir münasebet-i maneviyenin de olması şarttır. Yoksa, cerbeze ve demagoji ile bu iş çığırından çıkar. Örneğin, biri kalkar da “Şu beş tane armut, beş tane elmadır; çünkü ikisi de beştir.” “Şu beş tane insan beş tane kedidir, çünkü ikisi de beştir.” diyebilir. Ya biri kalkıp da “Tebbet suresi de Kur’an’ın bir suresidir, İhlas Suresi de Kur’an’ın bir suresidir; öyleyse Ebu Lehep kâfirinden bahseden Tebbet suresi ile Allah’ın vasıflarından bahseden İhlas suresi aynıdır; aynı şeyden bahsediyor.” dese, bu cerbezeci beyler nasıl cevap verebilirler? Görebiliyor musunuz; ön yargı ve haset duygusu insanı nasıl akıldan ve vicdandan iflas ettiriyor?!.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü