57. “Risalei Nur ölmüş kalplere, su gibi hayat veriyormuş. Ayrıca okuyanların kalbine de huzur ve mutluluk veriyormuş.”
Değerli Kardeşimiz;
Şu bir hakikattır ki, kış mevsiminde kurumuş, ölmüş yeryüzü Nisan yağmuru ile bahar mevsiminde yeniden hayat bulduğu gibi, şu ahir zaman fitnesinin soğuk kışında, tahkiki iman derslerini veren Risale-i Nur Nisan yağmuru gibi, dinsizlikle ölmüş kalpleri yeniden diriltmiş ve diriltmeye devam ediyor. Allah bu gerçeği gerçekten görmeyenlerin basiret gözlerini açtırsın; kin, nefret ve hasetten ötürü görmek istemeyenlerini de ıslah etsin ki, hakikatı görebilsinler!..
Risale-i Nur’u okuyanların kalplerinde huzur ve inşirah buldukları, Nur talebelerinin ittifak ettiği bir husustur. Bunun sebebi de şudur: Risale-i Nur iman esaslarını ders veriyor. Özellikle Allah’ı sıfatlarıyla öyle geniş anlatıyor ki, insanların tevhit konusundaki bütün vesveselerini izale ediyor ve böylece kalpleri itmi’nana kavuşturuyor. Allah’a ve ahirete şuhud derecesinde iman eden Nur talebelerinin gönülleri elbette huzur ve inşirah bulur. Kur’an’da meal olarak yer alan:
“De ki: ‘Allah dilediğini bu tür iddiaları sebebiyle saptırır. Kendisine yöneleni de hidayete erdirir. İşte onlar iman edip gönülleri Allah’ı zikretmekle, O’nu anmakla huzur bulan kimselerdir. İyi bilin ki, gönüller ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.’ ”(Rad, 13/27-28)
ifadesiyle bu gerçeğe işaret etmektedir.
Bediüzzaman Hazretlerinin şu sözleri de bu konuda bize ışık tutmaktadır:
“Ben tahmin ediyorum ki: Bütün küre-i arzın bu yangınında ve fırtınalarında, selâmet-i kalbini ve istirahat-ı ruhunu muhafaza eden ve kurtaran, yalnız hakikî ehl-i iman ve ehl-i tevekkül ve rızadır. Bunların içinde de en ziyade kendini kurtaranlar, Risale-i Nur'un dairesine sadakatle girenlerdir.”
“Çünkü bunlar, Risale-i Nur'dan aldıkları iman-ı tahkikî derslerinin nuruyla ve gözüyle, her şeyde rahmet-i İlahiyenin izini, özünü, yüzünü görüp, her şeyde kemal-i hikmetini, cemal-i adaletini müşahede ettiklerinden kemal-i teslimiyet ve rıza ile, rububiyet-i İlahiyenin icraatından olan musibetlere karşı teslimiyetle, gülerek karşılıyorlar, rıza gösteriyorlar. Ve merhamet-i İlahiyeden daha ileri şefkatlerini sürmüyorlar ki, elem ve azab çeksinler. İşte buna binaen, değil yalnız hayat-ı uhreviyenin, belki dünyadaki hayatın dahi saadet ve lezzetini isteyenler, -hadsiz tecrübelerle- Risale-i Nur'un imanî ve Kur'anî derslerinde bulabilirler ve buluyorlar.”(1)
(1) bk. Kastamonu Lahikası, (84. Mektup)
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü