"Âyet, bizi şiddetle gıybetten men ettiğinden, bizi gıybet edenleri unutmalıyız, medâr-ı gıybet etmemeliyiz." Üstad neden gıybet etmiyor? Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır!

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Mektubun öncesi ve sonrası dikkate alındığında “Bizi gıybet edenleri unutmalıyız, medâr-ı gıybet etmemeliyiz.” ifadesi Üstadı tenkid eden ehl-i tarikat için kullanıyor. Bu husus zaten şu paragrafta açıkça izah ediliyor:

"On sekiz sene müddetinde sünnet-i seniyeyi muhafaza için başına şapka koymadığından, on sekiz senedir haps-i münferit hükmünde ihtilâttan men' ve yalnız bir odada hayatını geçirmeye mecbur edilen ve hususî ibadetgâhında ezan-ı Muhammedî okuyup 'Allahu Ekber' dediğinden ve 'Lâ ilâhe illâllah' hakikatini güneş gibi gösterdiğinden, yüz arkadaşıyla taht-ı tevkife alınan ve mahkûm edilen bir adamı, yüzer emare ve karinelere istinaden inayet-i ilâhiyeden geldiğine kat'î bir kanaatle işârât-ı Kur'âniyeden bir müjdeyi hem kendine, hem musibetzede arkadaşlarına bir tesellî niyetiyle beyan ettiği için, onu gıybet ve galiz tabiratla teşhir etmek ve onun dersleriyle imanlarını kurtaran, mâsum şakirtlerini ondan tenfir edip şüpheler vermek; güya ortalıkta medâr-ı inkâr hiçbir şey yok ve hiçbir münkeratı ve cinayeti görmüyor gibi, yalnız o biçarenin mevhum bir hatâsını, sekiz senede seksen müdakkiklerin nazarında saklanan ve sathî ve inâdî nazarına göre, bir içtihadî yanlışını görüyor zannıyla galiz tabirlerle zemmetmek, elbette bu asırda, bu memlekette Kur'ân-ı Mucizü'l-Beyânın kasten işaretine medar olabilir azîm bir hadisedir."(1)

Ehl-i tarikatın tenkid sebebi de şu cümlede ifade ediliyor: “İnayet-i ilâhiyeden geldiğine kat'î bir kanaatle işârât-ı Kur'âniyeden bir müjdeyi hem kendine, hem musibetzede arkadaşlarına bir tesellî niyetiyle beyan ettiği için...”

Üstadımız âzamî takva ve şefkat sebebi ile talebelerine bu tenkit ve gıybeti yapan kardeşler hakkında tenkit ve gıybet kapısını kapıyor. Kâmil bir mü’min kendi hakkından ferağat edip kardeşini affedebilir, onun gıybetine gıybetle mukabele etmez. Bunun “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” kaidesi ile ne alakası olabilir ki?!.

Üstelik gıybet haramdır. Her kötülük edene kötülükle cevap vermek kâmil insanların vasfı değildir. Kendini müdafaa edebilirsin, ama kötülüğe kötülük ile karşılık vermek kemalatla bağdaşmaz.

(1) bk. Kastamonu Lâhikası, 118. Mektup.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 1.833
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...