"Acaba Nur hakkındaki bu yeni İstanbul hâdisesinde veçh-i adalet ve rahmet nedir?" İstanbul hâdisesi nedir?
Değerli Kardeşimiz;
"Kader-i İlâhî, bu yanlışı tashih etmek ve o ihtimali izale etmek ve öyle ümit besleyenlerin ümitlerini tâdil etmek için, en ziyade öyle cihetlerde yardım ve iltihaka koşacak olan ulemadan ve sâdâttan ve meşayihten ve ahbaptan ve hemşehriden birisini muarız çıkardı, o ifratı tâdil edip adalet etti. 'Size, kâinatın en büyük meselesi olan iman hizmeti yeter.' diye, bizi merhametkârâne o hadiseye mahkûm eyledi. Sonra, lillâhilhamd, o muarızı susturdu, o ateşi söndürdü. Fakat münafıklar söndürmemek için çalışıyorlar."(1)
İstanbul Hâdisesi; Üstad'ın ifadesi ile ulemadan ve sâdâttan ve meşayihten ve ahbabtan ve hemşehriden olan bir zatın, Üstad'a olan şiddetli tenkidi ve hücumudur. Üstad Hazretleri isim vermediği için bizim de herhangi bir ismi verip suizanna sebebiyet vermemiz doğru olmaz.
Muaraza edilen hususu ise, Üstadımız şöyle ifade etmektedir:
"On sekiz sene müddetinde sünnet-i seniyeyi muhafaza için başına şapka koymadığından, on sekiz senedir haps-i münferit hükmünde ihtilâttan men' ve yalnız bir odada hayatını geçirmeye mecbur edilen ve hususi ibadetgâhında ezan-ı Muhammedî okuyup 'Allahu Ekber' dediğinden ve 'Lâ ilâhe illâllah' hakikatini güneş gibi gösterdiğinden, yüz arkadaşıyla taht-ı tevkife alınan ve mahkûm edilen bir adamı, yüzer emare ve karinelere istinaden inayet-i ilâhiyeden geldiğine kat'î bir kanaatle işârât-ı Kur'aniyeden bir müjdeyi hem kendine, hem musibetzede arkadaşlarına bir teselli niyetiyle beyan ettiği için, onu gıybet ve galiz tabiratla teşhir etmek ve onun dersleriyle imanlarını kurtaran, masum şakirtlerini ondan tenfir edip şüpheler vermek; güya ortalıkta medâr-ı inkâr hiçbir şey yok ve hiçbir münkeratı ve cinayeti görmüyor gibi, yalnız o biçarenin mevhum bir hatasını, sekiz senede seksen müdakkiklerin nazarında saklanan ve sathî ve inâdî nazarına göre, bir içtihadî yanlışını görüyor zannıyla galiz tabirlerle zemmetmek, elbette bu asırda, bu memlekette Kur'an-ı Mucizü'l-Beyânın kasten işaretine medar olabilir azim bir hadisedir."(2)
Dipnotlar:
(1) bk. Kastamonu Lâhikası, 119. Mektup.
(2) bk. a.g.e., 118. Mektup.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar