Birini derse ne zamana kadar çağırmaya devam etmeliyiz? "İstediğin kadar çağır, ben oraya gelmem." diyorsa ne yapmalıyız?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Sorduğunuz mevzunun İslam literatüründeki karşılığı "tebliğ veya irşad"dır. İnsanlık tarihinin en ağır ve mühim bir vazifesidir. O kadar ağır ki, ancak peygamberler bunun altından kalkabilmişler. Kısacası bu iş peygamberane bir fedakârlık ve feraset ister.

İnsanlara; "canın cehenneme" deyip onları suçlu görmek gayet kolay bir iştir. Esas olan, zamanın anlayışına göre hikmetle bu vazifeyi yapmaktır. Kime, nerede, ne konuşulacağını, ne kadar konuşulacağı hususu, muhatabın durumuna göre değişir, bunu kesin kayıtlara bağlamak doğru değildir. Sahabelerin bir kısmı hemen iman ederken, başka bir kısmı çok sonraları iman etmişlerdir. Ancak Peygamber Efendimiz (Sav.) bunları hiç yadırgamamıştır.

Nitekim Mekke'nin fethinden sonra Ebu Süfyan iman etmek için, kendisine birkaç ay süre vermesini ve bu zaman dililminde iyice düşünmesi gerektiğini söyleyince, Resulullah Efendimiz (Sav.) ona üç dört ay zaman tanımıştır. Hatta bazı sahabeler bu süreyi çok fazla bulmuşlardır.

Bebeğe kavurma verilmez, ağır işler de yüklenmez. Her insanın siması aynı olmadığı gibi, kabiliyeti de aynı değildir. Kimisi normal bir kibrit çöpü gibi hemen yanarken, kimisi de ıslak kibrit çöpü gibidir; hemen alev almaz. Onun alev alacak kıvama gelmesini sağlamak lazımdır.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Okunma sayısı : 4.313
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yükleniyor...