"Kur'an'a ait mesaille iştigal, bir nevi manevî mütefekkirane Kur'an okumak hükmündedir... Kıraat-ı Kur'an manaları Risalelerin istinsah ve mütalaalarında vardır itikadındayız." İzah eder misiniz?
- Mübalağa yok mu?
Değerli Kardeşimiz;
Risale-i Nur, Kur’an’ın manalarını ders veren şeffaf bir ayna gibidir. Kim bu aynaya dikkatle baksa, arkasında Kur’an’ı zahir bir şekilde görebilir.
Şayet Risale-i Nur Kur’an üzerinde kesif bir perde olmuş olsa idi, o zaman bu sözlere ifrat denilebilirdi. Ama Risale-i Nurlar, Kur’an’a harfi harfine ayna olup, onu milletin kafasına ve kalbine çivileyen bir tefsirdir.
Dolayısı ile Risale-i Nur'un yazılması, mütalaa edilmesi, çoğaltılması gibi vazifeler doğrudan Kur’an’a hizmet etmek demektir. Öyle ki Risale-i Nur'u okuyan birisi, hem Kur’an’ı talim etmiş oluyor hem onun emir ve yasaklarına riayet ediyor hem onun manevî azamet ve makamını derk ediyor; hem Kur’an hakkında îras edilen şüpheleri bertaraf ediyor hem onu yüzünden kıraat ediyor hem onun için gerekirse canını, malını feda edebiliyor.
Bu zamanda insanların büyük bir kısmı, değil Kur’an’ı anlamak, yüzünden okumaktan bile aciz. Halbuki Risale-i Nurlar bu insanların seviyesine inerek, Kur’an hakkında büyük bir tahşidat yapıyor; Kur’an’ın ulvî hakikatlerini, derin meselelerini temsiller ile ders veriyor. Böyle bir hizmet “Hem ibadet, hem ilim, hem marifet, hem tefekkür...” değil de nedir acaba?
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar