"Mevcudat, evvela: güzel manalarının ve misali hüviyetlerinin muhafaza edilmesiyle, saniyen: gaybi hakikatleri ve elvah-ı mahfuzadaki suretleri netice vermekle..." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
" وَهٰذِهِ الْمَوْجُودَاتُ الْجَلِيلَةُ مَظَاهِرُ سَيَّالَةٌ وَمَرَايَا جَوَّالَةٌ لِتَجَدُّدِ تَجَلِّيَاتِ اَنْوَارِ اِيجَادِهِ سُبْحَانَهُ بِتَبَدُّلِ التَّعَيُّنَاتِ اْلاِعْتِبَارِيَّةِ. اَوَّلاً: مَعَ اِسْتِحْفَاظِ الْمَعَانِى الْجَمِيلَةِ (*) ...
(*) Bu muhteşem mevcudat, evvelâ: güzel manalarının ve misalî hüviyetlerinin muhafaza edilmesiyle, saniyen: gaybî hakikatleri ve elvâh-ı mahfuzadaki suretleri netice vermekle, salisen: uhrevî semereleri ve sermedî manzaraları neşretmekle, rabian: Rablerinin tesbihatını ilân ve Esmâ-i Hüsnânın mukteziyâtını izhar etmekle, hamisen: şuûnât-ı Sübhâniyenin ve ilmî vücut dairelerinin zuhuru için itibarî taayyünlerinin değişmesiyle, her türlü kusurdan münezzeh olan zatın envâr-ı icadiyesinin tecelliyâtının yenilenmesine birer gelip geçici mezâhir, birer müteharrik aynadırlar." (Mektubat, 24. Mektup, İkinci Makam, Mukaddime, İkinci Mebhas)
“Bu muhteşem mevcudat, evvela: güzel manalarının ve misalî hüviyetlerinin muhafaza edilmesiyle,
Kâinattaki bütün güzel manalar, imaj alemi de denilen alem-i misalde görüntü levhaları şeklinde arşivlenmektedir. Tabiri caizse çekilen film ve sinemların bir kaydı nasıl arşivde saklanıp muhafaza ediliyor ise, kâinattaki bütün güzellikler ve güzel manalarda misal aleminde levhalar şeklinde arşivlenmektedir.
"Saniyen: gaybî hakikatleri ve elvâh-ı mahfuzadaki suretleri netice vermekle,
Kâinat bir film şeridi gibi işliyor ve bir sahnesinin suretleri elvah-ı mahfuzada yani levh-i mahfuzda bütün ayrıtınları ile kayıt altına alınıp muhafaza ediliyor.
"Salisen: uhrevî semereleri ve sermedî manzaraları neşretmekle,"
Kâinat ve mevcudat ahirete çalışıyor, oraya meyve ve mahsulat üretiyor. Mesela iyilikler, sevaplar, güzellikler cennet mahzenine akarken; kötülükler, günahlar ve çirkinlikler cehennem mahzenine akıyor ve orda toplanıyor.
"Rabian: Rablerinin tesbihatını ilân ve esmâ-i eüsnenın mukteziyâtını izhar etmekle,.."
Kâinat ve mevcudatın en önemli ve fıtri vazifelerinden birisi de Allah’ı hâl ve kal dili ile tesbih etmek ve onun isim ve sıfatlarının manasını ve inceliklerini izhar ve ilan etmektir.
"Hamisen: Şuûnât-ı Sübhâniyenin ve ilmî vücut dairelerinin zuhuru için itibarî taayyünlerinin değişmesiyle, her türlü kusurdan münezzeh olan zatın envâr-ı icadiyesinin tecelliyâtının yenilenmesine birer gelip geçici mezâhir, birer müteharrik aynadırlar."
Kâinat ve mevcudat ve bunların sürekli değişip tazelenmesi ise Allah’ın -tabirinden aciz olduğumuz- şuunatına mazhar olmak ve bu ince ve latif manalara ayna olmak içindir.
Kâinattaki değişimin hikmetlerden bazıları;
Birincisi; güzelliklerinin arttırılması,
İkincisi; lezzetlerin yenilenmesi,
Üçüncüsü; yeni yeni sanat eserlerinin sergilenip, teşhir edilmesi için bir tazelendirmektir.
Kâinatın ve mevcudatın sürekli yenilenmesinden Allah’ın “Her bir faaliyette bir lezzet nev’i vardır.” hakikatından hareket ederek kâinata nazar ettiğimizde, Cenâb-ı Hakk’ın her bir fiilini icra etmekte, her bir ismini tecelli ettirmekte bir lezzet-i mukaddesesi olduğu aklımıza görünür. Bu lezzetin keyfiyetini ise akıl idrak edemez. Zira akıl ancak mahlukat sahasında düşünebilir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü