"Bu akıp giden varlıklar ancak birer aynadır ve zeval, fenâ ve bekàlarında taayyünat-ı itibariyelerinin değişmesiyle altı yönden yenilenmeye mazhardır..." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Bu akıp giden varlıklar ancak birer aynadır ve zeval, fenâ ve bekàlarında taayyünat-ı itibariyelerinin değişmesiyle altı yönden yenilenmeye mazhardır."
Şu akıp giden mevcudat ve eşya Allah’ın isim ve sıfatlarına birer aynadırlar. Belli bir zamanda belli bir müddetle zaman sahnesine çıkarlar, asıl maksat olan manalara hizmet edip, zaman sahnesinden tekrar çekilirler. Değişen ve kaybolan eşyanın maddesidir, hizmet ettiği mana ve güzellikler daimi ve bakidirler. Mesela, bir elma bir mevsimde taayyün eder, yani görünür manaya hizmet eder, sonra kaybolur. Ama arkasından gelen başka elmalar o gayeyi devam ettirirler. İşte o maddî elmanın bir defa görünmesi ve sonra kaybolması taayyünat-ı itibariyedir.
"Birincisi: Güzel mânâlarının ve misalî hüviyetlerinin bekası."
Elma üzerinden gidecek olursak, bir elma esası ve ruhu hükmünde olan İlahi isimlere hizmet ettikten sonra maddesi dağılır ve kaybolur. Lakin ruhu yani o elmanın arkasında işleyen asıl esmâ baki olduğu için elmanın manası ve türü kaybolmuyor. Mesela, son üç yüz yıl içinde milyonlarca maddî elma kaybolup gittikleri halde arkasından gelenler onları bir cihetle temsil ile devam ettiriyorlar. Elmanın nev’ ruhu, insan ruhu gibi baki kalıyor.
Özetle; Güzel olan bütün mana ve inceliklerin imaj ve hüviyeti baki kalacak sonsuza kadar devam edecek. Güzel bir şiirin zihinlerde yaşaması gibi...
"İkincisi: Suretlerinin elvah-ı misaliyede bâkî kalması."
Yine elma üzerinden gidecek olursak, elmanın maddesi o güzel manaya hizmet ettikten sonra kaybolsa bile âlem-i misalde onun fotoğrafı baki kalıyor. Evet, âlem-i misal, maddî âlemin manasının alınıp muhafaza edildiği bir âlemdir ki, her fani madde, o âlemde bir cihetle ölümsüzleşip beka kazanıyor.
Özetle; Her bir eşyanın sureti yani imajı misal aleminde arşivlenir beka aleminde gösterime sunulur.
"Üçüncüsü: Uhrevî meyvelerinin bekàsı."
Ahirette mutluluk veren bütün meyve ve neticeler sonsuzdur asla fenaya maruz kalmazlar. İnsanın bunu bilmesi ve bunun garantisi ile yaşaması büyük bir saadettir.
"Dördüncüsü: Onun için bir nevi vücut demek olan, elvâh-ı mahfuzada mütemessil Rabbânî tesbihatının bekası."
Elvah-ı mahfuz, her şeyin kayıt ve muhafaza edildiği levh-i mahfuzdur ki, her bir eşyanın fıtri ibadet ve tesbihatları bu levhada temessül ediyor. Yani bir cihetle aynı ile o levhada hayat bulup bekaya mazhar oluyor. Mesela, bir çiçeğin fıtri tesbih ve ibadetleri levh-i mahfuzda aynı maddî âlemde olduğu gibi hatta daha da rasih ve sağlam bir şekilde vücuda mazhar olup orada bakileşiyor.
Temessül; “bir şekil ve sûrete girme” bir şeyin bir yerde aynı ile tezahür edip yansıması demektir. Bir cismin aynada görünmesi temessülün en basit bir misalidir. Temessülün en üst perdeden tecellisi o cismin, o yerde aynı ile görünmesi demektir.
Meselâ bir mumun etrafında on adet ayna bulunsa, o mum her bir aynada temessül eder. Bir tek mum iken, on mum olur.
Cebrail (as) nuranî bir varlık olduğu için, temessül sırrı ile bir anda binlerce yerde zâtı ile bulunur, aynı ile temessül eder. Arştaki Cebrail (as) ile Dıhye suretinde Resul-i Ekrem Efendimizin huzuruna gelen Cebrail (as) aynıdır. Ancak Arş çok câmi’ ve geniş bir ayna olduğu için, Cebrail (as) bütün haşmet ve azameti ile arşta temessül eder. Haşmet ve azamet aynanın kabiliyetine göre oluyor.
Madem her bir şey kader levhalarında temessül ediyor, öyle ise bu dünyadaki fena ve zeval hakiki değil, sadece bir tebeddüldür.
Allah’ı tesbih ve tezkir gerek insan zihninde gerek kader levhasında gerek misal aleminde daimi bir şekilde yaşayacak ve varlığını devam ettirecektir. Çünkü insana beka alemini kazandıran bu tesbih ve tezkirler çok değerli çok kıymetlidir.
"Beşincisi: İlmî meşhedlerde ve sermedî manzaralarda bekàsı."
Eşya sadece insan hafızası, kader levhası ve misal aleminde baki olarak kalmayıp aynı zamanda Allah’ın, meleklerin ve insanların ilimlerinde de sermedi bir manzara bir fotoğraf olarak da kalacaklar.
"Altıncısı: Eğer ruh sahiplerinden ise ruhunun bekàsı. Zira onun ölümünde, fenâsında, zevâlinde, yokluğunda, ortaya çıkışında ve sönüp gitmesindeki çeşitli keyfiyet ve görevleri, İlâhî isimlerin muktazilerini izhar etmekten ibarettir." (29. Lema; 5. Bab; 3. Nükte)
En önemli ve en büyük müjde ise ruhların bizzat yaşaması ve bekasıdır. Yani her bir ruh bizatihi yaşayacak bireysel kimliği ve hüviyeti ile varlığı sonsuza kadar devam edecek. Mesela Zeyd bütün bireyselliği ve şahsiyeti ile beka aleminde sonsuza kadar yaşayacak. Bir bitkide bu mana yoktur çünkü kendine özel bir ruhu bulunmuyor. Bitki sadece yukarıda ki maddeler açısından bekaya mazhar olacaktır.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü