Mufassal Tarihçe-i Hayat neden yazıldı? Risale-i Nur'daki Tarihçe'den önce mi sonra mı yazıldı?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Merhum Abdulkadir BADILLI Ağabey'in kaleme alıp neşrettiği "Mufassal Tarihçe-i Hayat" kitabı, mevcut Tarihçe-i Hayat kitabından çok sonra yazıldı. Üstad'ımız zamanında yazılan şimdiki Tarihçe-i Hayat kitabı üç ciltlik bir eser iken Üstad'ımız, kendi zatını anlatan ve keramet nevinden olan çok meseleri içinden çıkarttırmıştır. Şimdiki hâli de Üstad'ımızın tensip ve tashihinden geçerek yayınlanmıştır.

Daha sonra görülen ihtiyaç üzerine Naşir ağabeylerle yapılan istişarede Abdülkadir BADILLI Ağabey bu "Mufassal Tarihçe-i Hayat" kitabını kaleme almıştır.

Aşağıda muhterem ve merhum Abdulkadir BADILLI Ağabey'in kitapla ilgili bir MÜHİM BİR NOT'unu, sonra ağebeylerin kitap hakkında yaptıkları değerlnedirmeyi, sonrasında Abdullah YEĞİN Ağabey'in bir takrizini ekliyoruz.

DİKKAT! MÜHİM BİR NOT

Ma’lûm olsun ki: Bu kitap şimdiye kadar alışılmış tarzda olan düz bir Tarihçe kitabı değildir. Öyle olmasına da ihtiyaç yoktur. Çünki o tarz tarihçeler mevcuttur. Bilhassa büyük Tarihçe-i Hayat kitabı...

Ya nedir, derseniz, deriz ki: Bu kitap, bir tahlil, tahkik, mukayese ve sahih menkıbeler kitabıdır. Yani: Hazret-i Üstâd’ın vefatından sonra yazılan, neşredilen ve Üstâda mal edilmek istenen yazılar, iddiâlar veya rivayetlerin tahkikatını yapan bir mihenk kitabıdır. Ama bu vasfıyla beraber büyük Tarihçe-i Hayat kitabının da elbetteki tahkikli bir şerhidir denilebilir.

Mesela: Büyük Tarihçe’de, Şeyh Said hadisesiyle alâkadar olarak davetine karşı, Hazret-i Üstâd’ın ona yazdığı mektubundan önemli şekilde söz edilir. Oysa ki, buna itiraz edenler oldu. İşte, bu kitapta o mesele gibi diğer bütün meseleler tahkik ve mukayese mihengine vurularak neticeye bağlanmaktadır. Yani, Büyük Tarihçe’de yazılmış tüm meselelerin doğrulukları ispatlanmaktadır.

İşte bu keyfiyeti bilmeyen bazı kardeşlerimiz demişler ki; “Biz Büyük Tarihçe’de olduğu gibi, bunda her zaman ve her yerinde nûrâniyet, feyiz ve sürûr bulamıyourz.”

Doğru demişler; yani o açıdan bakıldığı zaman doğrudur.

Evet, Çünki tahkik ve mukayese işi ve kaziyesi öyle icab ettirir. Tahkik ve tahlil hengamında bazı toz ve dumanların kalkması gerekmektedir. Ama az sonra her şey yatışır.

Bunun yanında tahkik ve tahlil işine âşina olan zatlar ise, -Allah’a şükür- kitabımızı hep takdir ve istihsan etmişler ve etmektedirler.

AĞABEYLERDEN BİR MEKTUP

Azîz Sıddîk fedakâr kardeşimiz Abdülkadir Efendi’ye...

Büyük gayret ve titizlikle hazırladığınız Tarihçe-i Hayat’ın neşri hususunda yazdığınız ve bazı şartları muhtevî mektubunuzu okuduk.

Evvela: Sizin sadâkat ve fedakârlıkla ve Hazret-i Nur Üstâd'ımızın ve Risale-i Nur’un mânâ ve hukukunu korumadaki hassasiyetinizi tebrik ve tesid ile beraber, ileri sürdüğünüz şartları yapabilmek ve zamanında ifâ edebilmek, belki mümkün olamayacağından... Envâr’ın dışında da neşredilmek ve sıhhatli zuhûruna muvaffak olmak husûsunda kanâat-i tâmmeniz varsa, hem de sizin acele olmasını arzu etmeniz mümkün olacaksa; sizin arzunuz vechile yapmanızı hem temenni eder hem muvaffakiyet diler... ve suhûlet Rahmet-i İlâhiyeden niyâz ederiz.

Selâm ve saâdetlerle...

Hüsnü, Bayram, Sungur, Ahmet Aytimur

Abdullah YEĞİN Ağabeyin Mufassal Tarihçe Hakkında Takdir İfadeleri

Fedakâr, sadâkatlı, hâlis, çalışkan kardeşimiz Abdülkadir.

Ben, senin yazdığın “Üstâd'ımızın Mufassal Tarihçesi”ni bir daha gözden geçirdim. Seni tebrik ederim... ve sadakat ve fedakârlığın ve haksız iddialara müskit cevablar verişin, kitabının istikamet delilidir. Cenâb-ı Hakk Urfa’mızdan seni bu yolda istihdam eylediği için, Rabbimize şükrettim. Cenâb-ı Hakk bizi nefsimize, hususan kendisinden başkasına güvendirmesin. Enaniyet ve kendini beğenmekten cümlemizi muhafaza buyursun. Amin.

Hakikaten, bu “Tarihçe” itimada şâyan olmuştur. Daha da güzel olabilirdi. İkinci tab’ı daha iyi olmasını Rabbimizden niyaz ederim.

Hayalimden geçerdi; Nurlar hakkında, Üstâd'ımız hakkında ben de böyle bir şey bazen düşünürdüm. Fakat benim halim buna mani’ idi. Elhamdülillah ona sen muvaffak olmuşsun. Köylü olmak sadâkata mani’ değil, ihlâsa mani’ değil... Nurlara sadık olanları Cenâb-ı Hakk istihdam ediyor. şimdiye kadar çoklarını görüyoruz.

Cenâb-ı Hakk, bizlere en büyük ikrâmını Nurlarla yapmış. Onun değerini bilen ve hakkıyla ona sadık olanlardan eylesin cümlemizi. Amin!..

Benim ismim ile geçen hâtıralarda ufak bazı hatalar düşmüş...

{Muhterem Abdullah YEĞİN ağabeyin işaret buyurdukları yerler düzeltilmiş ve diğer tavsiyelerine harfiyyen uyulmuştur. Abdulkadir BADILLI}

Garpta garip kardeşiniz, Araçlı Abdullah

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 695
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yükleniyor...